En Üstün Tazim Şekli Secdeye Kapanmaktır
Namaz şu üç şeyden ibârettir, 1- Allahü teâlânın azametini ve büyüklüğünü düşünerek kalbin hudû ve huşû hâlinde olması, 2- Dilin, Allahü teâlânın azamet ve kibriyâsını (büyüklüğünü) söylemesi. Kulun hudû ve huşû üzere olması, Allahü teâlânın azamet ve kibriyâsını, celâlini, ifâde etmesi hâlinde en yüksek şeklidir. 3- Âzâları, bu huşû ve hudû hâline göre bulundurmak, ona göre hareket etmek.
Allahü teâlâya tazim ifâde eden işlerden bazısı şunlardır: Allahü teâlânın huzûrunda yalvarıp yakarırcasına durmak. Bütün varlığı ile ona yönelmek. Bundan daha üstün tazim şekli ise, Allahü teâlânın huzurunda en aşağı ve muhtaç bu hâlde durmak, başını öne eğmektir. Çünkü başı yukarıya kaldırmak, tekebbür, kibirlenmek alâmetidir. Bu, insanların yaratılışında, tekebbürü ifâde eden bir harekettir. Başı yukarıya kaldırmamak yani başını önüne eğmek ise hudû ve itaat manasını ifâde eder. Bundan da daha üstün tazim şekli, insanın en şerefli âzâsı olan yüzünü yere sürmesi yani Allahü teâlâya secde etmesidir. En faziletli namaz bu üç tazim şekliyle kılınan namazdır.
Namaz, kulu Allahü teâlâya yaklaştıran amellerin en kıymetlisidir. Rükû ve secde de, tazim ifâde eden fiillerdendir. Bunlardan her biri diğerini takviye eder. Namaz müminin mirâcıdır. Mümini uhrevi tecellilere hazırlar.
Namaz, Allahü teâlânın sevgisini, muhabbetini ve rahmetini kazanmaya büyük vesiledir. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); "Çok secde etmem lâzımdır" buyurdu.
Namaz kılmak lezzeti bir müminde yerleşince, artık o kimse Allahü teâlânın nûruna dalar. Namaz o kimsenin hatâ ve günahlarına keffâret olur. Çünkü iyilikler, kötülükleri yok eder. Allahü teâlâyı tanımak için namazdan daha faydalı bir şey yoktur. Bilhassa namaz, kalb huzuru ve ihlâsla kılınırsa çok kıymetli olur. Nefsin akl-ı selime itaat etmesi hususunda, namazdan daha faydalı bir şey yoktur.