Eshâb-ı kirâm, Peygamberlerden sonra ve meleklerden sonra mahlûkların en efdali, en üstünüdür. Resûlullah efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) bir kere gören bir Müslüman, görmeyenlerin hepsinden, kat kat daha yüksektir. Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini bildiren âyet-i kerime ve hadis-i şerifler pek çoktur. Bunlardan birkaçı şöyledir:
(Eshâbımın hiçbirine dil uzatmayınız. Onların şânlarına yakışmıyan bir şey söylemeyiniz! Nefsim elinde olan Allahü teâlâya yemin ederim ki, sizin biriniz Uhud dağı kadar altın sadaka verse, eshâbımdan birinin bir müd arpası kadar sevap alamaz.)
(Eshâbımın her biri gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız, Allahü teâlânın sevgisine kavuşursunuz.)
(Eshâbıma dil uzatmakta Allahü teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler, beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, gücendirenler, Allahü teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibret cezâsı gecikmez, verilir.)
(Zamanlar, asırlar ahâlîsinin en hayırlısı, en iyisi, benim asrımın ahâlîsidir. [Yâni Sahâbe-i kiramın hepsidir.] Ondan sonra ikinci asrın, ondan sonra üçüncü asrın müminleridir.)
(Beni gören veya beni görenleri gören bir Müslümanı Cehennem ateşi yakmaz.)
(Allahü teâlâ, beni insanların en asîlzâdesi olan Kureyş kabîlesinden seçti ve bana insanlar arasından en iyileri arkadaş, sahip olarak ayırdı. Bunlardan birkaçını bana vezîrler olarak ve dîn-i islâmı, insanlara bildirmekte, yardımcı olarak seçti. Bunlardan bazılarını da Eshâr olarak, yâni zevce tarafından akrabâ olarak ayırdı. Bunları seb edenlere, iftirâ edenlere, sövenlere Allahü teâlânın ve bütün meleklerin ve insanların lâneti olsun! Allahü teâlâ, kıyâmet günü, bunların farzlarını ve sünnetlerini kabûl etmez.)