Hacı Şerîf Zendenî
"İyilik yapana teşekkür edileceğini, herkes bilir. Bu, insanlık icâbıdır. İyilik edenlere hürmet edilir. Ni'met sâhipleri, büyük bilinir. O hâlde, her ni'metin hakiki sâhibi olan Allahü teâlâya şükretmek, insanlık icâbıdır. Aklın lüzûm gösterdiği bir vazife, bir borçtur. Fakat, Allahü teâlâ, her ayıp ve kusûrdan uzak, insanlar ise, ayıp kirlerine ve noksanlık lekelerine bulaşmış olduğundan, Onunla hiç münâsebetleri, alâkaları yoktur. Onu nasıl büyük bileceklerini, nasıl şükredeceklerini anlayamazlar. Ona karşı söylenmesini güzel sandıkları şeyler, Ona çirkin gelebilir... Ona hürmet ve şükür şekilleri, yine Ondan bildirilmedikçe, Ona lâyık olacağına güvenilemez ve Onun kabûl edeceği bir ibâdet olamaz. Çünkü, insanların hamd etmeleri, Ona belki hakâret olur. İşte, Onun tarafından bildirilen, ta'zim, hürmet ve şükür şekli, Peygamberlerin (aleyhimüssalevâtü vetteslimât) bildirdikleri dinlerdir. Ona kalb ile yapılacak hürmetler, dinde bildirilmiş, dil ile yapılacak şükürler, orada gösterilmiştir. Her uzvun yapacağı işleri, açık ve geniş olarak, beyân buyurmuşlardır. O hâlde, Allahü teâlâya inanmak ile ve kalbin ve bedenin yapması ile şükretmek, ancak dine uymakla olur...İ'TİKÂD VE AMEL...
Allahü teâlânın bildirdiği her din, iki kısımdır: İ'tikâd ve amel. Ya'ni imân ve ahkâm. Bunlardan i'tikâd, her dinde aynıdır. İ'tikâd, dinin aslı ve temelidir. Din ağacının gövdesidir. Amel ise, ağacın dalları, yaprakları gibidir. Eski dinlerde bildirilmiş olan i'tikâdlar zamânla bozulmuştur. Şimdi doğru i'tikâd, yalnız İslâm dininin bildirdiği i'tikâddır. Bu doğru İ'tikâdı olmayan, Cehennemden kurtulamaz. Kıyâmette azâbdan kurtulmasına imkân yoktur. Ameli olmayanların kurtulması umulur. Bunların işi, Allahü teâlânın irâdesine kalmış olup, isterse afv eder, isterse, günâhları kadar azâb ederek, sonra Cehennemden çıkarır. Cehennemde ebedi kalmak, İslâm dininin bildirdiği doğru i'tikâdı olmayanlar, ya'ni, Muhammed aleyhisselâmın bildirdiği İslâm dininden olan şeylere inanmayanlar içindir..."