Harâma Sebep Olan Şeyler De Harâmdır
"Âlimlerin bir kısmı, misâfir arkasında kılan mukim, üçüncü ve dördüncü rekatlarda kırâat etmez, yani bir şey okumaz dedi. Şems-ül-eimme Abdülaziz Halvâni ve başka âlimler kırâat eder dedi. O hâlde, ihtiyât ederek, okuması daha iyi olur."
Yine Tâtârhâniyye'de diyor ki: "Yırtık, eski olup kullanılmayan Mushaf yakılmaz. Temiz beze sarılıp, toprağa gömülür. Yahut toz gelmeyen temiz, bir yere konur."
"Teşehhüde otururken. Lâilâhe illallah derken, sağ el şehâdet parmağı ile işâret eder mi? İmâm-ı Muhammed, bunu usûl haberlerinde bildirmedi. Sonra gelenler, başka başka söyledi. Bir kısım âlimler, işâret edilmez dedi. Kübrâ'da böyle yazıyor. Fetvâ da böyledir. Bir kısmı ise, işâret edilir dedi."
"Başkalarını hicveden ve fuhuş, içki anlatan ve şehveti harekete getiren şiirleri teganni ile, yani ses dalgaları ile okumak, her dinde harâmdır. Harâma sebep olan şeyler de harâm olur demektedir. Böyle, kati harâm olana güzel okudun diyen kâfir olur. Zinâ, ribâ, riyâ ve şarâp içmek gibi harâmlar için de böyledir. Vaaz, hikmet, nasihat, güzel ahlâk bildiren şiir ve ilâhileri teganni ile okumak câizdir. Devâmlı, böyle vakit geçirmek mekrûh olur. Tarikatçıların, câmilerde, tekkelerde ilâhi, zikir, tesbih okuyarak, nefslerin şehvetlerini tahrik etmeleri, daha büyük harâmdır. Kur'ân-ı kerimi, zikri, duâyı, ezânı, teganni ile okumak, söz birliği ile harâmdır."
Tâtârhâniyye kitabı, doksanbeşinci sahifede diyor ki: "Gümüş para gibi kullanılan fülus, yani bakır paraların kıymeti ikiyüz dirhem gümüş veya yirmi miskal altın olduğu zaman, bu paranın zekâtını vermek lâzımdır. Ticâret niyeti ile kullanması şart değildir ve kıymeti, yani değeri kadar altın verilir." Tâtârhâniyye kitabında zekâtı anlatırken diyor ki: "Nafile sadaka veren kimsenin, sevâbının bütün müminlere verilmesi için niyet etmesi çok iyi olur. Kendi sevâbından hiç azalmadan bütün müminlere de sevâbı erişir Ehl-i sünnet ve cemâat mezhebinin itikâdı böyledir."