Hasan-ı Basrî
Hz. Ali ile sohbet ettiBabasının memleketi olan Basra'ya yerleştikten sonra Abdullah bin Abbâs, Enes bin Mâlik, Abdurrahmân bin Semûre, Semûre bin Cündeb, İyâd bin Himâr, Ma'kıl bin Yesâr ve Esved bin Seri radıyallahü anhüm gibi sahâbilerin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Ayrıca, Hazreti Ali ile de sohbet ettiği bildirilmiştir. Bu mübarek zat, hadis, tefsir, fıkıh ilimlerinde yüksek ilim sâhibi idi.
Abdurrahmân bin Semûre komutasındaki orduyla Sicistan'a giden Hasan-ı Basri rahmetullahi aleyh, ilmi çalışmalarının yanında fetih ordularına da katıldı. Yine İbn-i Ziyâd, Horasan'a vâli olunca onunla birlikte Horasan'a gitti. On sene kadar süren faâliyetleri sırasında birçok sahâbi ile görüştü. Onlardan ilim öğrendi ve rivâyetlerde bulundu. Daha sonra Basra'ya dönüp orada bulunan sahâbilerden ve Tâbiinin büyüklerinden ders almaya devâm etti. Böylece Eshâb-ı kirâmın Peygamberimizden naklen bildirdiği itikâd, imân, zâhir ilimlerini iyice öğrendi ve yetişti.
Vefât etmeden az önce, bir müddet kendinden geçti ve tekrar ayıldı. Sonra da;
"Beni Cennetlerden, pınarlardan ve güzel konaklardan uyandırdınız" buyurdu.
Bir cuma gecesi...
Normal fasih ve beliğ konuşma melekesini kaybetti. 728 (H. 110) senesi Receb ayının evvelinde bir cuma gecesi Kelime-i şehâdet getirerek vefât etti. Rûhunu teslim ettiği anda seksen sekiz yaşındaydı. Cenâzesini talebelerinden Eyyûb ile Humeydü't-Tavil yıkadılar. Cuma namazından sonra cenâze namazı kılındı. Bütün Basra halkı onun cenâzesinde bulundu. Onun cenâzesinde meşgûl olmaları sebebiyle o gün ikindi namazı câmide cemâatle kılınamadı. Sâlihiyye denilen yerde defnedildi. Kabri hâlen sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir