Kalb, Allahü teâlânın komşusudur. Allahü teâlâya kalbin yakın olduğu kadar hiçbir şey yakın değildir. Mümin olsun, âsî olsun, hiçbir insanın kalbini incitmemelidir. Çünki, âsî olan komşuyu da korumak lâzımdır. Sakınınız, sakınınız, kalb kırmakdan pek sakınınız! Allahü teâlâyı en ziyâde inciten küfürden sonra, kalb kırmak gibi büyük günâh yoktur. Çünkü Allahü teâlâya ulaşan şeylerin en yakın olanı kalbdir. İnsanların hepsi, Allahü teâlânın köleleridir. Herhangi bir kimsenin kölesi döğülür, incitilirse, onun efendisi elbette gücenir. Her şeyin biricik mâliki, sâhibi olan efendinin şânını, büyüklüğünü düşünmelidir.
Hadis-i şerifte, (Müslümanlara yardım etmeyen, onların iyilikleri ve rahatları için çalışmayan, onlardan değildir. Gece ve gündüz, Allah için ve Kur'ân-ı kerim için ve Resûlullah için ve devlet reîsi için ve bütün Müslümanlar için nasihat etmeyen kimse de, bunlardan değildir) buyuruldu.
Hadis-i şerifte, (Haset etmekten sakınınız. Biliniz ki, ateş odunu yok ettiği gibi, haset de hasenâtı yok eder!) buyuruldu. Haset eden, onu gıybet eder, çekiştirir. Onun mâlına, canına saldırır. Kıyâmet günü, bu zulmlerinin karşılığı olarak, hasenâtı alınarak ona verilir. Haset edilendeki nîmetleri görünce, dünyası azap içinde geçer. Uykuları kaçar. Hayır, hasenât işleyenlere, on kat sevap verilir. Haset bunların dokuzunu yok eder, birisi kalır.
Küfürden başka hiçbir günah, hasenâtın sevaplarının hepsini yok etmez. Günah olduğuna inanmayarak veya İslâmiyete önem vermeyerek haram işlemek ve küfre, irtidâda sebep olan işleri yapmak, sevapların hepsini yok eder. Çünkü böyle yapanlar mürted olurlar. Hadis-i şerifte, (Geçmiş ümmetlerden iki kötülük sizlere bulaştı: Haset ve kazımak. Bu sözümle onların başlarını kazıdıklarını anlatmak istemiyorum. Dinlerinin kökünü kazıyıp yok ettiklerini söylüyorum. Yemin ederim ki, îmanı olmayan Cennete girmeyecektir. Birbiriniz ile sevişmedikçe, îmana kavuşamazsınız. Sevişmek için, çok selâmlaşınız!) buyuruldu.