Hazreti Mevlânâ

Hazreti Mevlânâ
"Şeb-i Arûs=düğün gecesi"
Mevlânâ ölüme, "Şeb-i Arûs=düğün gecesi" adını vermektedir. Onun için, tasavvuf ehline göre ölüm; bir felâket değildir. Tekrar Allah'a dönmek olduğundan, ancak bir sevinç vesilesidir...
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmi hazretlerinin son hastalığında, yanına hocası Sadreddin-i Konevi ve şehrin ileri gelen âlimleri geldiler. Ziyâret esnâsında Mevlânâ'ya;
-Allahü teâlâ âcil şifâlar versin. İnşâallah en kısa zamanda sıhhat bulursunuz? Zirâ siz, âlemin rûhusunuz, âlem sizinle hayat bulur, dediler.
Mevlânâ hazretleri ise onlara;
-Bundan sonra cenâb-ı Hak, size şifâlar, sıhhat ve âfiyetler ihsân eylesin. Artık bizim işimiz bitmiştir. Rabbimle aramızda, kıldan yapılmış bir gömlek kaldı. Kısa zamanda o gömleği de çıkarıp nûru nûra ulaştırırlar. Artık bana duâ ediniz, buyurdu.
Dostları, talebeleri;
-Cenâze namazınızı kim kıldırsın? diye sordular. Ona da;
-Hocam Sadreddin Konevi hazretleri kıldırsın, buyurdular.

"Artık gitmek zamânıdır"
Hüsâmeddin Çelebi anlatır:
-Mevlânâ hazretlerinin son günüydü. Bir delikanlının, hocam Mevlânâ'nın bulunduğu yerde belirdiğini gördüm. Mevlânâ, kalkıp bu delikanlıyı karşılayarak, bana; "Döşeği kaldırın" buyurdu. Ben hayret ettim. Çünkü hocam hasta idi. O yiğidin yanına varıp; "Siz kimsiniz ki, hocam hasta yatağından kalkarak sizi karşıladı?" diye sordum. O da; "Ben Azrâil'im. Rabbimizin emrini yerine getirmek, Mevlânâ'yı öbür âleme dâvet etmek için geldim" dedi. Mevlânâ da; "Rabbimiz, beni kendi hazretine dâvet ediyor. Artık gitmek zamânıdır. Yâ Azrâil! Çabuk ol! Beni Rabbime çabuk kavuştur!" deyip Kelime-i şehâdet getirdi ve bu fâni hayâta gözlerini yumdu...

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek