Hem Dünya Hem âhiret Için Iyilik Istemelidir

Hem Dünya Hem âhiret Için Iyilik Istemelidir
Hamid-üt-Tavil, Süleymân bin Ali'den nasihat isteyince "Tenhalarda, kimsenin görmediği yerlerde günah işlerken, Allahü teâlânın seni gördüğüne inanıyorsan, başkalarının gördüğü yerde günah işlemediğin hâlde, Allahü teâlânın görmesine ehemmiyet vermediğin için, Allahü teâlâya karşı son derece cüretkâr olursun. Eğer, Allahü teâlânın görmediğini zannedersen, inanmazsan küfre girersin" buyurdu.
Hamid-üt-Tavil'in "Sahifetü Hamid-üt-Tavil" isimli bir hadis mecmûası vardır. Bu eserinde naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) buyurdu ki: "Ben Resûlullah Efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek elinden daha yumuşak, ne bir yün sofa, ne de ipekli bir kumaşa el değmedim. Yani, Resûlullah Efendimizin eli ipekten de yumuşak idi. Yine Resûlullah Efendimizin mübârek güzel kokusundan daha güzel kokan, ne bir misk, ne de bir anber koklamadım." Yine Enes (radıyallahü anh) buyurdu ki: "Resûlullah Efendimizi gördüm, ikindi vakti girmişti. Herkes abdest için su aramaya başladılar. Fakat bulamadılar. Peygamber Efendimize bir kapta su getirdiler. Bu kabın üzerine mübârek elini koyup herkesin ondan abdest almasını emretti. Enes (adıyallahü anh) devamla "Mübârek parmakları arasından suyun fışkırmakta olduğunu gördüm. Bir kişi kalmayıncaya kadar herkes abdest aldı. (Orada üç yüz kişi kadar sahâbi var idi.)
Yine Enes bin Mâlik'ten rivâyet etti. Resûlullah Efendimiz Müslümanların arasında dolaşırken çok zayıf, kuş yavrusu gibi olmuş bir zâta rastladı. Ona "Allahü teâlâya bir şeyle duâ ediyor veya O'ndan bir şey istiyor muydun?" diye sordu. O zât: "Evet yâ Resûlallah, Allahım bana âhirette ne ile ceza vereceksen, onu bana dünyâda peşin ver, diye duâ ediyordum." Bunun üzerine Resûlullah Efendimiz "Sübhanallah! Sen buna takat getiremezsin, buna gücün yetmez. Allahım bize dünyâda iyilik, âhirette de iyilik ver. Ve bizi Cehennem azâbından koru diye duâ etseydin ya!" buyurdu. Hemen sonra da Allahü teâlâya onun için duâ etti ve Allahü teâlâ da (O'nun duâsı bereketiyle) şifâsını verdi.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek