Hesap Vereceğini Düşünen Az Konuşur

Hesap Vereceğini Düşünen Az Konuşur
Devrinin âlim ve velîlerinden Mâlik bin Dinâr hazretleri anlatır: Ömer bin Abdülazîz halîfe olduğunda bir çobanın şöyle dediği işitildi: “Acaba bu temiz, âdil halîfe kimdir?” Çobana; “Böyle olduğunu nereden anladın?” diye sorulduğunda; vazîfesi dağ bayır demeyip koyun otlatan, çeşitli yırtıcı hayvanların tehlikesini pek iyi bilen çoban, sâfiyetle bulduğu teşhisiyle şu cevâbı verdi: “Âdil bir halîfe başa geçince, kurtlar kuzulara saldırmaz. Oradan anladım... Ömer bin Abdülazîz hazretlerinin yanına birisi gelerek; “Falanca kimse, sizin için şöyle, şöyle söylüyor” dedi. Ömer bin Abdülazîz; “İstersen bu işi araştıralım. Eğer yalancı isen, Hucurât sûresinin altıncı âyet-i kerîmesinin hükmüne göre; söylediğin yanlış ise, Kalem sûresi on birinci âyet-i kerîmesinin hükmüne göre mesûl olursun. Her iki hâlde de mesûl olursun. İstersen üçüncü hâli tercih edip, seni affedelim ve bu meseleyi kapatalım” dedi. Bunun üzerine o kimse tövbe edip, bir daha böyle bir şey yapmam dedi. Ömer bin Abdülazîz hazretleri Evzâî’ye yazdığı bir mektubunda; “Biliniz ki, ölümü çok hatırlayan kimse, az bir dünyâlık ile iktifâ eder, konuştuğu kelimelerin hesâbını vereceğini düşünen çok az konuşur, ancak lüzumlu sözleri söyler” buyurdu. Yine buyurdu ki: “Kendimi överim korkusu ile birçok sözleri söylemekten kaçınırım.” Bir kimse, Ömer bin Abdülazîz hazretlerine gelip, birinin kendisine zulmettiğini söyledi. Gelen kimseye; “O kimseden hakkını almış olarak, Allahü teâlânın huzûruna gitmektense, o kimsede hakkın olarak Allahü teâlânın huzûruna gitmen daha iyidir” buyurdu. Bir Cuma namazını kıldırdıktan sonra, insanların arasında oturdu. Sırtındaki elbisenin iki tarafı da yamalı idi. Birisi kendisine; “Ey müminlerin emîri! İmkânlarınız var. Daha kıymetli elbise giyseniz olmaz mı?” dedi. Ömer bin Abdülazîz hazretleri bir müddet düşündü ve başını kaldırıp; “Varlıklı hâlde iken iktisad etmek ve hakkını almaya gücü yettiği hâlde affetmek, hakkını helâl etmek çok makbûl ve çok fazîletlidir” buyurdu.

İnsanlara Allah Için Nasîhatte Bulun

Vehbi Tülek

Şükür, Nimeti Değil, Onu Vereni Görmektir

Vehbi Tülek

Dünyâ Için, Dünyâda Kalacağın Kadar Çalış!

Vehbi Tülek

Resûlullah Efendimiz Eshâbı Ile Şakalaşırdı

Vehbi Tülek

Nil'in Suları Azalmış Ve Kıtlık Başlamıştı

Vehbi Tülek