Hüseyin Diyarbekrî
Daha fazlasını ödemesi şartı ile ödünç vermek faizdir ve haramdır. Faiz, yalnız İslamiyette değil, semâvi dinlerin, yani hak olan, doğru olan dinlerin hepsinde de haram idi. Faizin azı da, çoğu da haramdır. En büyük günahlardandır. Dinini iyi öğrenen bir Müslümân, harâm işlemeden ve fâiz felâketine düşmeden her çeşit ticâreti yaparak helâl mal kazanır. Haram anlaşma ile ele geçen malın hepsi haram olur. Mesela on iki dirhem ödemesi şartı ile, on dirhem ödünç verilse, alınan on iki dirhemin hepsi haram olur. Faiz ile ödünç vermek ve almak haram olduğu, Kur'an-ı kerimde açıkça bildirilmiştir.
İhtiyacı olanın da, olmayanın da, faizle ödünç alması haramdır. İhtiyâcı olana faiz haram olmaz demek, Kur'an-ı kerimin emrini değiştirmek olur. Faiz ile ödünç almak için her ihtiyaç özür olsaydı, faizin haram edilmesine sebep kalmazdı. Çünkü faiz ödemeyi ancak ihtiyacı olan kabul eder. İhtiyacı olmayan kimse açıktan para vermek istemez. Allahü teâlânın bu yasak emri yersiz, lüzumsuz olurdu.
Her ihtiyacı olanın faiz ile para alması caiz diye bir an düşünsek, ihtiyaç da bir nevi zarurettir. Zaruretin dereceleri vardır. Çoluk çocuğun çok olması, erkeğin askerde bulunması, özür, ihtiyaç sanılarak faizle para almak caiz ve helal olur demek bir Müslümana yakışmaz. Böyle belaya yakalanmış olanlara emr-i mâruf ve nehy-i anil-münker yaparak doğru yolu göstermek lazımdır. Bir Müslüman nasıl olur da böyle haram işi yapabilir?
İhtiyaçları temin edecek yol çoktur. Bu zamanda şüpheli olmayan kazanç kalmadı denilse de, elden geldiği kadar şüphelilerden kaçınmak lazımdır. Tarlayı abdestsiz sürmek, tohumunu abdestsiz ekmek, rızkın bereketini, tayyib [güzel] olmasını giderir demişlerdir. Fakat, Allahü teâlâ kulundan, elinden geldiği kadar yapmasını istemektedir. Helale haram, harama helal diyen kafir olur. Fakat bu kat'i, meydanda olan helal ve haramlar içindir.