İbn-i Habbâz

İbn-i Habbâz

Her gün yatarken, o gün yaptığı işler için nefsi hesaba çekmeli, sermâyeyi, kârdan ve zarardan ayırmalıdır. Sermâye farzlardır. Kâr da, sünnetler ve nâfilelerdir. Ziyân ise, günahlardır. Her mubâhı bile sormalı, bunu niçin yaptın demelidir. Zararlı bir şey yaptı ise, tazmin ettirmeli, ödetmelidir. Fakat, insanlar, kendilerini hesaba çekmiyorlar. Eğer her günah işlediğinde, odasına bir kum koysa, birkaç sene içinde oda kum ile dolardı. Eğer, omuzlarımızdaki kâtib melekler, her günahı yazmak için, bir kuruş isteseydi, malımızın hepsini vermemiz lâzım gelirdi. Hâlbuki, gaflet ile, çeşitli düşünceler ile, birkaç sübhânallah desek, tesbihi alır, sayar, yüz kere söyledim deriz de, her gün boşuna, nice şeyler söyleriz, bunları saymayız. Saymış olsak, her gün, binleri aşar. Sonra da, terâzide sevap kefesinin ağır basacağını umarız. Bu nasıl akıldır! İşte, Hazreti Ömer, bunun için buyurdu ki: (Amelleriniz tartılmadan evvel, kendiniz tartınız!)... Hazreti Enes diyor ki: Ömer'i gördüm, kendi kendine diyordu ki: (Yazıklar olsun sana ey nefsim ki, sana, emir-ül-müminin diyorlar. Yâ Allahü teâlâdan kork veya Onun azâbına hazırlan!)

Nefis ile hesap yapıp, kusurlarını görüp, cezâ verilmez ise, cesaret bulur, şımarır. Kendisi ile başa çıkılamaz. Şüpheli şey yemiş ise, aç bırakmalı, yabancı kadınlara bakmış ise, iyi mubâhlara baktırmamalı. Her azaya böyle cezâ vermelidir. Cüneyd-i Bağdâdi diyor ki: (İbnil Keziti, bir gece cünüb oldu. Gusletmeye kalkarken, nefsi tembellik etti ve hava soğuk, hasta olursun, sabret, yarın hamama git dedi. Entâri ile gusletmeye yemin eyledi. Öyle yaptı ve Allahü teâlânın emrinde gevşeklik yapan nefsin cezâsı budur, dedi.

Birisi, bir kıza baktı, sonra pişman olup, cezâ olarak serin su içmemeye yemin etti ve içmedi... Ebû Talha bağında namaz kılıyordu. Güzel bir kuş, yanına kondu. Ona dalarak, kaç rekât kıldığını şaşırdı. Nefsine cezâ olarak, bağı fakirlere sadaka verdi... Mâlik bin Abdüllah-il Hes'ami diyor ki: Rebâhül Kaysi gelip babamı sordu. Uyuyor dedim. İkindiden sonra yatılır mı dedi ve gitti. Arkasından gittim. Kendi kendine: Ey boşboğaz! Senin neyine lâzım ki, başkasının yatmasına karışırsın. Ahdım olsun ki, bir sene başını yastığa koymayacaksın, diyordu...

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek