İbni Sîrîn
Bir kimse rüyâda gördüğü hoş olmayan bazı şeyleri ona anlatıp, tâbirini sorup, kendisine zararı dokunup dokunmayacağını sorunca, ona şu cevâbı verdi: "Uyanık iken Allahü teâlânın emirlerini yapmakta titiz ve takva sahibi ol. Böyle olursan uykuda gördüğün kötü rüyâların sana zararı dokunmaz."
Biri, "Rüyâmda elimdeki bir mühür ile erkeklerin ağızlarını ve kadınların da edeb yerlerini mühürlediğimi gördüm, acaba bu nedir?" diye sorunca, "Sen Ramazan ayında müezzinlik yaptın ve imsak vakti sabah ezanı okudun mu?" deyince adam, "Evet, doğru söylüyorsun, öyledir" dedi ve rüyâsının tâbirini yaptı.
Yine birisi "Rüyâmda zeytinyağını zeytinlerin üzerine döktüğümü gördüm. Acaba bu nedir?" diye sorunca; "Zeytinyağı zeytinden olmadır, aslına gidiyor. Sen cariyelerini araştır. Belki de bunlardan biri, genç yaşta esir edilen annen olabilir" cevâbını verdi. Adam araştırınca, hakikaten cariyesinin annesi olduğunu gördü.
"SEN O KİMSESİN Kİ!"
İmâm-ı A'zam Ebû Hanife (radıyallahü anh) rüyâda, "Peygamber efendimizin mübârek kabrini açıp, mübârek kemiklerini göğsünde toplar" gördü. Bu rüyâdan korkup İbn-i Sirin hazretlerine gitti. Kendisini tanıtmayıp, rüyâyı anlattı. İmâm-ı A'zam'ın rüyâyı anlatması bitince; "Bu rüyâ senin değil, Ebû Hanife'nindir. Böyle rüyâyı ancak o görebilir" buyurdu. O zaman Ebû Hanife kendini tanıtınca, İbni Sirin, "Sırtınızı açın göreyim" dedi. İmâm-ı Azam sırtını açıp, iki omuzu arasında bir ben olduğunu görür ve bunun üzerine, "Sen o kimsesin ki, Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) senin hakkında, (Ümmetimden bir kimse gelir. İki omuzu arasında bir ben bulunur. Allahü teâlâ benim dinimi onun eli ile diriltir) buyurmuştur dedi. Sonra; Bu rüyâdan korkma! Muhakkak ki, Resûlullah ilmin şehridir. Sen de ona kavuşursun" buyurdu. Gerçekten de öyle oldu. İmâm-ı A'zam, ehl-i sünnetin amelde dört hak mezhebinin en büyüğünün kurucusudur.