İlim Öğrenmek, Her Müslümana Farzdır

İlim Öğrenmek, Her Müslümana Farzdır
İlim öğrenmenin fazileti ve bunun, nakli ve akli delilleri: Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerimde meâlen; "Eğer bilmiyorsanız, zikir ehlinden (âlimlerden) sorunuz" buyuruyor (Nahl-43). Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis-i şeriflerde şöyle buyuruyor: "İlim öğrenmek, her Müslümana farzdır", "Bir saat ilim öğrenmek, yüz rekat nafile namaz kılmaktan hayırlıdır."
Farz-ı kifâye olan ilimler: Bunlar, esas itibârıyla dini ilimler ve dini olmayan ilimler diye ikiye ayrılır. Dini ilimler, yalnız Peygamberlerden öğrenilen ilimlerdir. Dini ilimler; usûl, fürû', mukaddimât ve mütemmimât olmak üzere dörde ayrılır. Usûl; Edille-i Şer'iyye (Dörd dini delil, kaynak), Fürû' ise, bu asıllardan çıkarılan ilimlerdir. Bu, iki kısımdır. Birisi, dünyâ işlerinin tanzimi ile alâkalı ilimlerdir. Fıkıh ilmi bunları anlatır. Bu ilimle uğraşanlara "Fakih" denir. Diğeri, âhıret işlerinin tanzimi ile alâkalı ilimlerdir. Bunlarda kalbin, iyi ahlâk, kötü ahlâk ve Allahü teâlâ katında sevilen ve sevilmeyen hâllerini bildiren ilimlerdir. Mukaddimât ise, ilimleri elde etmeye yarayan âlet kabilindendir. Lügat ve nahiv ilmi gibi ilimlerdir. Bunlar, Kur'ân-ı kerimi ve sünnet-i seniyyeyi bilmeye vesiledir. Mütemmimât da bu saydığımız üç kısmı tamamlayan ilimlerdir. Mütemmimât da üçe ayrılır, ilki, Kur'ân-ı kerimin okuma şeklini, harflerin okunuş ve çıkış yerlerini bildiren ilimdir, ikincisi, Kur'ân-ı kerimin manâsını anlamakla alâkalı ilimlerdir, tefsir gibi. Üçüncüsü, Kur'ân-ı kerimin ahkâmıyla alâkalı ilimlerdir. Nâsih, mensûh, hâss, nass, zâhir gibi hususlar ve bunların bazıları ile amel edip, bazıları ile amel etmemek keyfiyyeti beyânında olan ilimlerdir. Bunları anlatan ilme Usûl-i fıkıh denir. Bunların hepsi övülmüş olan ilimlerdir.
Kötülenmiş ilimler: İlim, ilim olması bakımından kötülenmemiştir. Bazı sebeplerle, insanlar hakkında zemmedilmiştir. Sihir, tılsımât, şu'beze (gözbağcılık) vs. gibi.
Mübah olan ilimler: Şiir, târih, tıb, hesab, hendese, nücum (astronomi) gibi ilimlerdir. Fakat bu ilimlerle uğraşanların bir kısmı doğru yoldan ayrılıp; ilmin emretmediği şeylerle uğraşıp dalâlete düştüler. Küçük çocuk, nehre düşmesinden korkulduğu için nasıl nehir kenarında korunuyorsa, zayıf kimse de bu ilimlerle uğraşırken dalâlete düşmekten korunmalıdır.

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek

İnsanla Hayvan Arasını Ayıran Fark Edeptir!

Vehbi Tülek