İmân, Allahü Teâlânın Fazlıdır, Ihsânıdır
Allahü teâlâ, kullarına kuvvet, kudret, irâde vermiştir, istediklerini işlerler, insanlar, işlerini kendileri yapıyor. Allahü teâlâ da yaratıyor. Allahü teâlânın hikmeti, âdeti şöyledir ki; insan bir işi yapmak isteyince, O da isterse o işi yaratır. Bu iş, insanın kasdı ile, ihtiyârı ile meydana geldiği için, işin mesûliyeti, sevâbı ve rızâsı, o insana oluyor, insanın ihtiyârı zayıftır, azdır diyenler, Allahü teâlânın irâdesinden az olduğunu demek istiyorlarsa, doğrudur. Yok eğer, emirleri yapacak kadar değildir diyorlarsa, yanlıştır.
Allahü teâlâ, insanlara yapamayacakları bir şeyi emretmemiştir. Hep kolayı emretmiş, güç şeyi istememiştir. Az zamandaki bir küfre, sonsuz azâb etmeyi ve az zamandaki îmâna, sonsuz nimetler vermeyi, takdîr etmiştir. Bunun sebebini anlayamayız. Allahü teâlânın yardımı ile, şu kadar biliyoruz ki, insanlara, görünür görünmez bütün nimetleri, iyilikleri veren, yerlerin, göklerin, zerrelerin yaratanı, noksansızlık ve kusursuzluklar yalnız O’na mahsûs olan bir Allaha inanmamak, elbette çok şiddetli, çok acı azâb ister ki, bu da Cehennemde sonsuz yanmaktır... Böyle bir ni’met sahibine, görmeden inanmak ve nefsin ve şeytanın ve din düşmanlarının aldatmalarına kanmayarak. O’nun sözlerine güvenmek, büyük mükâfat ister ki bu da Cennet nimetlerinde ve lezzetlerinde sonsuz kalmaktır.
Meşâyıh-ı kirâmdan çoğu dedi ki; “Cennete girmek yalnız Allah’ın fazlı ve ihsânı iledir, îmânı. Cennete girmeye sebep göstermek, kazanılan nimetin lezzeti, daha çok olduğu içindir.”
Bu fakire göre Cennete girmek, îmâna bağlıdır. Fakat îmân, Allahü teâlânın fazlıdır, ihsânıdır. Cehenneme girmek de, küfürden dolayıdır. Küfür ise, nefs-i emmârenin arzularından doğmaktadır. Nitekim Kur’ân-ı kerîmde, Nisa sûresi yetmişdokuzuncu âyet-i kerîmesinde meâlen; “Her güzel, her iyi şey, sana Allahü teâlâdan geliyor. Her çirkin, her fenâ şeye de, nefsin sebep oluyor” buyuruluyor. Cennete girmeyi îmâna bağlamak, îmânın kıymetini bildirmek içindir. Bu da, îmân olunacak şeylerin kıymeti ve ehemmiyeti demektir. Bunun gibi, Cehenneme girmeyi de küfre bağlamak, küfrü tahkir içindir ki, inanılmayan şeylerin kıymetini bildiriyor ve onlara inanmadığı için, böyle sonsuz azap veriliyor.