İmân Azalmaz Ve Çoğalmaz

İmân Azalmaz Ve Çoğalmaz
Kulların ihtiyâri fiilleri (kendi isteğiyle yaptığı hareketleri) vardır. Bununla sevap ve günah edinirler, iyiliklerden Allahü teâlâ râzıdır. Kula bu irâde ve ihtiyâr, yani yapma isteği ve seçim hakkı verilmiş iken, "Kul hiçbir şey yapmıyor, yapılan işte kulun hiçbir kesbi yoktur, hepsini Allahü teâlâ yapıyor" demek Cebriyye bozuk fırkasının itikâdıdır. "İşin hepsini kul yapıyor deyip, işi ve yaratmayı Allahü teâlâdan görmemek" Mutezili bozuk fırkasının itikâdı, inanışıdır. İş ve teşebbüs kuldan, takdir ve yaratmak Allahü teâlâdandır. Haram da rızıktır. Fakat Allahü teâlâ, helâlden istemek, kazanmak ve helâlden yemekten râzıdır. Herkes, helâl veya haram olan kendi rızkını yer. "Bir kimse kendi rızkını yiyemez, yahut başkasının rızkını yiyebilir" demek yanlıştır.
İmân, Allahü teâlânın Peygamber efendimize bildirdiği bütün bilgileri öğrenip, kalp ile inanmak ve dil ile ikrâr etmektir. Ameller çoğalabilir, imân azalmaz ve çoğalmaz. İmân ve İslâm birdir. Bir Müslüman "Ben, müminim" demelidir, "İnşâallah müminim" demek doğru olmaz.
Peygamberlerin gönderilmesinde hikmetler vardır. Allahü teâlâ, peygamberleri, insanları beğendiği yola kavuşturmak, doğru yolu göstermek için gönderdi. Peygamberler, insanların ihtiyâcı olan dini ve dünyevi bilgileri onlara öğretirler. Allahü teâlâ, Peygamberleri "aleyhimüsselâm" mucizelerle kuvvetlendirdi.
Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselâm, sonuncusu Muhammed aleyhisselâmdır. Peygamberlerin en efdali (faziletlisi) Muhammed aleyhisselâmdır.
Melekler, Allahın kullarıdır. Emredilen şeyi yaparlar. Onların erkeklik ve dişilikleri yoktur. Müminlerden âsi olanlar Cehenneme girse de, orada sonsuz kalmazlar.
Peygamber efendimizin (aleyhisselâm) mirâcı uyanık iken, kalp, rûh ve beden ile birlikte olmuştur, haktır. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) Cennetle müjdelediği Aşere-i mübeşşere ismi verilen on Eshâb-ı kirâmın (radıyallahü anhüm) Cennetlik olduklarına şehâdet etmek haktır. Bu mesut on kişi şu zâtlardır: Ebû Bekr-i Sıddik, Ömer-ül-Fârûk, Osmân-ı Zinnûreyn, Aliyyül Mürtezâ, Talhâ, Zübeyr, Abdurrahmân bin Avf, Ebû Ubeyde bin Cerrah, Sa'd bin Ebi Vakkâs, Said bin Zeyd'dir (radıyallahü anhüm).

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek