“Fâtıma benden bir parçadır. Kim ona buğzederse, bana buğzetmiş demektir.”
“Cüzzam hastalığından kaçtığınız gibi, dünyâdaki fuzûli işlerden kaçınınız. Leşten tiksindiğiniz gibi, nefislerinizi dünyâdan tiksindiriniz. Kalblerinizi, âhıreti tefekkür ile aydınlatınız. Fuzûli dünyâ işlerinizden ve günahlarınızdan Allaha tövbe ediniz ki, kıyâmet gününün şiddetinden korunasınız.”
“Tâûndan (vebadan) kaçan kimse, (Allah yolunda) savaştan kaçan kimse gibidir. Tâûna sabreden kimseye, şehid sevâbı verilir.”
“Lokman Hakim oğluna şöyle nasihat etti: Yavrucuğum, âlimlerin meclislerinde devamlı bulun. Hükemânın sözlerini dinle. Zîrâ Allahü teâlâ, yağmur suyu ile ölü toprağı ihyâ ettiği gibi, hikmet nûruyla da ölü kalbi diriltir... Yavrucuğum, ilimden bilmediğini öğren. Bildiğini bilmeyenlere öğret. Allahü teâlâyı zikreden bir kavim gördüğünde, onlarla beraber otur. Olur ki, Allahü teâlânın rahmetine kavuşmuşlardır. Sen de onlar sebebiyle rahmete kavuşursun.”
“İhlâs sûresi Kur’ân-ı kerîmin üçte birine muâdildir.”
“Kur’ân-ı kerîm okumak balgamı keser.”
“Ey Cebrâil! Mikâil’e ne oldu da hiç gülmüyor? diye sorduğumda; 'O, Cehennem yaratıldığından beri gülmüyor' dedi.”
“Hikmet ona bölündü. Dokuzu bana, biri de insanlara verildi.”
“Kabir, âhıretin ilk durağıdır.”
“Kabir, müminler için Cennet bahçelerinden bir bahçe, kâfirler ve fâsıklar için ise, Cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
“Kabir, etleri ve yağları yer ama, îmân ve ma’rifeti yiyemez.”
“Kanâat, bitmeyen bir mal ve tükenmeyen bir hazînedir.”
“Allahü teâlâ, nimetinin eserini, kulunun üzerinde görmeyi sever.”
“Toplu olarak yemek yiyiniz. Ayrı ayrı yemeyiniz. Zîrâ toplulukta bereket vardır.”
“Her iyilik bir sadakadır. Kardeşini güler yüzle karşılaman ve kendi kovandan onun kovasına su boşaltman bir sadakadır.”
“Her şeyin bir menbaı vardır. Takvânın menbaı da, âriflerin kalbleridir.”
“Her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu da ilimdir.”
“Her şeyin bir anahtarı vardır. Göklerin anahtarı da, Lâ ilahe illallah sözüdür.”
“Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenin zekâtı da oruçtur.”
“Her şeyin bir şifâsı vardır. Kalbin şifâsı da Allahü teâlâyı zikretmektir.”