Kader, Tedbir Ile, Sakınmakla Değişmez

Kader, Tedbir Ile, Sakınmakla Değişmez
Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem); "Duâ ibâdettir" diye buyurduktan sonra, şöyle devam etti: "Rabbiniz buyurdu ki: Bana duâ edin, size karşılığını vereyim. Bana ibâdet etmekten büyüklenip, yüz çevirenler, muhakkak ki küçülmüş kimseler olarak Cehenneme gireceklerdir." (Mü'min-60)
Hiçbir sakınma takdiri değiştirmez. Fakat duâ, inmiş ve inmemiş olan şeylere fayda verir. Belâ iner, onu duâ karşılar, ikisi, kıyâmet gününe kadar mücâdele ederler. (Kazâ-i mu'allâk, Levh-i mahfûzda yazılıdır. Eğer o kimse, iyi amel yapıp, duâsı kabul olursa, o kaza değişir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kader, tedbir ile, sakınmakla değişmez. Fakat kabul olan duâ, o belâ gelirken korur."
Duânın belâyı def etmesi de, kaza ve kaderdir. Kalkan, oka siper olduğu gibi, su, yerden otun yetişmesine sebep olduğu gibi, duâ da, Allahü teâlânın merhametinin gelmesine sebeptir.
Bir hadis-i şerifte; "Kazâ-i muallakı hiçbir şey değiştiremez. Yalnız duâ değiştirir ve ömrü yalnız; ihsân, iyilik arttırır" buyuruldu.
Allahü teâlânın takdirinin, yani kaderin Levh-i mahfûzda yazılması kazadır. Bir kimseye takdir edilen belâ kazâ-i mu'allâk ise, yani o kimsenin duâ etmesi de takdir edilmiş ise, duâ eder; kabul olunca, belâyı önler. Ecel-i kazayı da, iyilik etmek geciktirir. Fakat Ecel-i müsemmâ değişmez. Ecel-i kaza; bir kimse, eğer iyi iş yapar, yahut sadaka verir, hac ederse ömrü altmış sene, bunları yapmazsa kırk sene diye takdir edilmesi gibidir. Vakit tamam olunca, eceli bir ân gecikmez.
Birinin üç gün ömrü kalmış iken, akrabasını, Allah rızâsı için ziyâret etmesi ile, ömrü otuz seneye uzar. Otuz sene ömrü olan kimse de akrabasını terk ettiği için, ömrü üç güne iner.)
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: "Allahü teâlâ katında duâdan daha kıymetli bir şey yoktur." Yani sözle yapılan ibâdet çeşitlerinden, duâdan daha üstün birşey yoktur. Çünkü duâ eden, duâ ederken Allahü teâlâya hamd ve senada bulunmakta, O'na yalvarmaktadır. "Allahü teâlâ kendisinden istemiyene gazâb eder." Ya'ni kendisini Allahü teâlâya muhtaç görmeyerek, gerek söz ve gerekse lisân-ı hâl ile istemeyene Allahü teâlâ gazap eder.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek