Karahisârî İbrâhim Efendi

Karahisârî İbrâhim Efendi

Şairler, edibler, kâfirler, binikiyüz seneden beri, çok çalıştıkları hâlde, Kur'an-ı kerimin bir âyetinin benzerini söyleyemediler. Kelimeleri Arabi olup, her yerde kullanıldığı hâlde, bir âyetinin benzerinin söylenememesi, onun mucize olduğunu göstermektedir. Muhammed aleyhisselâmın diğer mucizeleri bitmiş, yalnız isimleri kalmış, Kur'an-ı kerim ise, her zaman ve her yerde, güneş gibi parlamaktadır. Her derde ilaç ve dermân olmaktadır. Allahü teâlâ, bütün kullarını mes'ûd etmek için, onu Habib-i ekremine ikrâm ve inzâl buyurmuştur. Sonsuz lütuf ve merhameti ile, tahrif ve tebdilden hıfz ve himâye eylemiştir. Diğer kütüb-i semaviyye için, böyle bir vaatte bulunmamıştır...

Muhammed aleyhisselâm kırk yaşında iken, Peygamber olduğu kendisine bildirildi. Altmışüç yaşında iken vefât etti. Peygamberliği yirmiüç sene devam etti. Bütün arab yarımadası kendisine itaat ettikten ve dini her tarafa yayılıp anlaşıldıktan ve dâveti şarkta ve garbda işitildikten ve Eshâbı, yüzellibin olduktan sonra vefât etti. Vedâ Haccını, yüzyirmi bin Sahâbi ile yaptı. Bundan seksen gün sonra vefât etti. (Bugün dininizi ikmâl ettim ve üzerinize olan nimetimi tamamladım ve dininizin İslâm olmasını beğendim) meâlindeki, Mâide sûresinin üçüncü âyet-i kerimesi, bu hacda nâzil oldu.

Bu Sahâbilerin hepsi, sâdık ve emin idi. Çoğu dinde derin âlim ve hepsi evliyâ idi. Resûlullahın dinini ve mucizelerini, yeryüzüne yaydılar. Çünkü, cihâd için, memleketlere yayıldılar. Gittikleri yerlerdeki insanlara, din bilgilerini ve mucizeleri ulaştırdılar. Bunlar da, başkalarına bildirdiler. Böylece, her asrın âlimleri, sonraki tabakadaki, daha çok âlime bildirdi. Bunlar da, bu ilimleri ve bunları bildirenleri, binlerce kitaplara yazdılar. Öğrendikleri hadis-i şerifleri, sahih, hasen gibi, birçok kısımlara ayırdılar. Yalancıların [ve Yahudilerin], hadis diyerek uydurdukları sözleri kitaplarına sokmadılar. Bu husûsta, çok dikkatli ve hassâs davrandılar. Bunların gayretleri ile, İslâm dini çok sağlam esaslar üzerine kuruldu ve hiç değiştirilmeden yayıldı. Diğer dinlerin hiçbiri böyle sıhhâtli nakledilemedi...

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek