Yolumuzu Aydınlatanlar • 20.09.2025
Cemâl Halîfe Osmanlı âlimlerindendir. Aksaraylıdır. Konya medreselerinde ilim öğrendi. Halvetî tarikatı şeyhlerinden Habîb Karamânî’nin sohbetlerine devam ederek tasavvufta yüksek derecelere ulaştı. Daha sonra da İstanbul’a gitti. 933 (m. 1526) senesinde orada vefât etti. Buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 21.09.2025
Kâdı Bâkıllânî hazretleri Kelâm âlimlerinin meşhûrlarındandır. 338 (m. 950) senesinde Basra’da doğdu. Kelâm ilmini, itikâdda iki mezheb imamından biri olan Ebü’l-Hasen Eş’arî hazretlerinin meşhûr talebelerinden olan İbn-i Mücâhid Tâî’den öğrendi. Sonra Bağdad’a giderek orada hadîs âlimlerinin meşhûrlarından hadîs ilmini öğrendi. 403 (m. 1013)’de Bağdad’da vefât etti.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 22.09.2025
Ahmed bin Muhammed Sa’dan hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Bağdâdlıdır. Cüneyd-i Bağdadî’nin sohbetlerinde yetişti. Sonra İran’daki Rey şehrinde meşhur âlimlerden istifade ederek büyük âlim oldu. Uzun müddet Tarsus’ta oturdu, konuşma ve hâlindeki kemal sebebiyle Bizans İmparatoruna elçi olarak gönderildi. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 23.09.2025
Muhammed Kinanî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 264 (m. 878) yılında Mısır’da doğdu. Orada birçok âlimden ilim öğrendikten sonra Bağdâd’a gitti. Meşhur âlimlerden hadîs ilmi tahsil etti. Mısır’a dönerek talebe yetiştirdi. 345 (m. 956)’da vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 24.09.2025
İbn-i Hüvârâ hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Irak’ta Betâih beldesinde yaşadı. O zamanda Irak’ta bulunan evliyâ arasında şânı yüce, kadri yüksek bir zât idi. Hazreti Ebû Bekr’in (radıyallahü anh) rüyâda kendisine hırka ve takke giydirdiği ilk zâttır. Şöyle ki; İbn-i Hüvârâ hazretleri, bir gece rü’yâsında Resûlullah Efendimizi (sallallahü aleyhi ve sellem) gördü. Yanlarında da Hazreti Ebû Bekr vardı. İbn-i Hüvârâ, Peygamber Efendimize, “Yâ Resûlallah! Bana bir hırka giydirir misiniz?” dedi. Resûlullah, “Ben senin Peygamberinim. (Hazreti Ebû Bekr’i işâret ederek) Bu da senin üstadındır” buyurup, sonra Hazreti Ebû Bekr’e döndü ve “Adaşın olan İbn-i Hüvârâ’yı giydir!” buyurdu. Hazreti Ebû Bekr de ona, hırka ve takke giydirip, başını okşadı, alnını sıvazladı. Sonra da, “Allahü teâlâ, bunu sana mübârek eylesin” buyurdu.
Yolumuzu Aydınlatanlar • 25.09.2025
Mecdüddîn Zünkelûnî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. 679 (m. 1280) senesinde Mısır’da Zünkelûn köyünde doğdu. Fıkıh ve hadîs ilmini zamanının âlimlerinden öğrendi. Kahire’de Baybarsiyye dergâhında Meşîhat-üs-Sûfiyye vazîfesini yürüttü ve hadîs dersleri verdi. 740 (m. 1339)’da vefât etti. Çok kitap yazdı. “Şerhu minhâc-üt-tâlibîn” isimli eserinde şöyle anlatır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 26.09.2025
Sayrafî hazretleri Şafiî mezhebindeki hadîs, fıkıh, usul-i hadîs, usul-i fıkh âlimlerindendir. 330 (m. 941) târihinde Mısır’da vefât etti. Zamanındaki pek çok âlimden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de Ali bin Muhammed ve ondan sonra gelen âlimler hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. “Kitab-ün-fi’ş-şurût” isimli eserinde şöyle anlatır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 27.09.2025
Ebû Bekr eş-Şebehî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Horasan’da Nişâbûr’da yaşadı. 360 (m. 970)’de vefât etti. Zamanında Nişâbûr’da bulunan evliyânın en üstünlerinden ve en çok fetvâ verenlerinden idi. Ebû Bekr eş-Şebehî’nin rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 28.09.2025
Hâherzâde hazretleri Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. İsmi, Muhammed bin Hüseyn Buhârî el-Adîdî’dir. 483 (m. 1090) senesinde Buhârâ’da vefât etti. Mâverâünnehr’de zamanının meşhûr âlimlerinden ilim tahsil etti. “Fetevâyı Hâherzâde” isimli eserinde şöyle anlatır:
Yolumuzu Aydınlatanlar • 29.09.2025
Sadrüddîn Hocendî hazretleri Şafiî mezhebi hadîs ve fıkıh âlimlerindendir. Türkistan’da Hocend’de doğdu. İran’da İsfehan’da birçok âlimden ilim öğrendi ve tahsil görüp yetişti. Sonra Bağdad’a gitti. Nizamiye Medresesi’ne müderris tayin edildi. 552 (m. 1157) yılında Bağdad’dan İsfehan’a giderken, Hemedan civarında vefat etti. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları: