Kendisini Tanımayan Nefis Rabbini Nasıl Tanıyacak?
"Müminin ahlâkı, zenginlikte iktisâd, genişlikte şükür, belâ ve musibet zamânında sabırdır."
"Allahü teâlâya ve kullarına karşı edepli olmayan kimsenin ilmine itibâr edilmez. Belâ ve musibetlere, insanlardan gelen sıkıntılara günahlardan sakınıp, farzları yerine getirmeyenin dindarlığı mûteber değildir. Haramlardan ve şüphelilerden sakınmayanın Allahü teâlâ katında bir mertebesi ve yakınlığı yoktur."
"Âlim, ilmi onunla amel etmek, ilme uymak için öğrenir. Sözü dinlenilen ve yaşayışı büyüklerin yaşayışına uygun olan kimsedir. Âlimler huşû sâhibidirler. Süsleri verâ ve takvâ, sözleri Allahü teâlâyı zikir ve O'nun emir ve yasaklarını insanlara bildirmek, susmaları Allahü teâlânın nimetlerini tefekkürdür. İnsanlara çok nasihat ederler. İnsanların ayıplarını yüzlerine vurmazlar. Allahü teâlâdan başka her şeyden yüz çevirirler. Hepsi âhirete yarayan işlerle meşgûl olurlar."
"Kalblerin kemâli, Allahü teâlâdan korkmaktaki kemâl ile, nefislerin itminâna kavuşması (azgınlık ve taşkınlıktan kurtulması) da, takvânın (haramlardan uzaklaşmanın) kemâli iledir."
"Dünyâ; hükümdarlar için gelin, zâhidler için aynadır. Hükümdarlar onunla güzelleşir, zâhidler ise âfetlerine bakarak ondan uzaklaşıp terk ederler."
"Allahü teâlânın kullarına ve dinine hizmet edecek olanların, tevâzu ve teslimiyet sâhibi olması şarttır."
"Nefsin, sende mevcud olduğu hâlde, sen Allahü teâlâyı tanımak istiyorsun. Hâlbuki senin nefsin, daha kendisini dahi tanımış değildir, Rabbini nasıl tanıyacak?"
"İslâmiyetin, Müslümanlığın aslı şu iki şeydir: Allahü teâlânın yapmış olduğu iyilik ve ihsânı görmek (ona göre şükretmek), diğeri ise hicrân, yâni âhirette çok feci ve acıklı bir hâle düşmek korkusu."
"Allahü teâlâ kullarının rızkına kefil olmuştur. Kullarına da tevekkül etmeyi emretmiştir. O hâlde insanlar, Allahü teâlânın kefil olduğu şeyle uğraşmayıp, teklif ettiği şeylere, yâni O'nun dinine hizmete koşmalıdırlar."