“kerem Sâhibi Olan Allaha Kavuştum!..”
"Hakiki tövbe üç kısımdır!"Bu mübarek zat tövbe hakkında şöyle buyurdu:
"Hakiki tövbe; tövbe, inâbe ve evbe olmak üzere üç kısımdır. Cehennem'de azâb görmek korkusu ile, günâha pişman olmak 'tövbe'dir. Cennet nimetlerine kavuşmak ümidi ile günaha pişman olmak 'inâbe'dir. Bunlarla alâkalı olmaksızın, tövbe etmek, Allahü teâlânın emri olduğu için, emre uyarak günaha pişman olmak ise 'evbe'dir...
Evliyanın büyüklerinden olan Ebû Amr-ı Bikendi hazretleri bir mahalleden geçiyordu. Mahalle halkı, gencin birisini tutmuşlar, kendilerini rahatsız ediyor diye mahalleden dışarı atmaya çalışıyorlardı. Gencin annesi olduğu anlaşılan bir kadın ise ağlıyordu. Ebû Amr-ı Bikendi hazretleri, kadıncağıza acıdığı için mahalle halkına ricâda bulunup, kendi hatırı için, bir defâya mahsus olmak üzere genci affetmelerini tekrar rahatsız etmesi hâlinde, hemen çıkarmalarını istedi.
Ebû Amr-ı Bikendi hazretlerinin hatırı için, halk genci serbest bıraktı. Bir zaman sonra, Ebû Amr-ı Bikendi hazretleri yine o yerden geçerken, o kadının yine ağladığını gördü. Sebebini sorunca, gencin vefât ettiğini öğrendi. 'Peki, hâlinde düzelme olmuş muydu?' diye sordu. Kadın şöyle anlattı:
"Anneciğim! Benim için üzülme!"
-Vefâtı yaklaştığında beni yanına çağırdı ve; 'Öldüğüm zaman, ölüm haberimi kimseye duyurma. Onları rahatsız etmiştim. Cenâzeme gelmedikleri gibi, beddua da ederler. Ben yaptıklarıma pişman oldum. Çok gözyaşı döktüm. İnşâallah Rabbim beni affeder. Sen de benim için Allahü teâlâya duâ et. Beni defnederken, senden başka kimse bulunmasın. Defin işi bittikten sonra da, beni affetmesi ve hesâbımın kolay geçmesi için Allahü teâlâya duâ et. Zirâ, ana duâsı kabûl olunur' dedi ve biraz sonra vefât etti. Ben vasiyetini aynen yerine getirdim. Kabrin başından ayrılacağım sırada, kabirden oğlumun sesini işittim. 'Anneciğim! Eve dönebilirsin. Rahat ol. Benim için üzülme. Artık ben, kerem sâhibi olan Allahü teâlâya kavuştum' diyordu."