Kutbüddîn Münevver Hazretleri
İbâdetler on kısımdır. Dokuz kısmı helâl kazanmaktır. Bir kısmı da bildiğimiz bütün ibâdetlerdir. O hâlde, mü'minler helâl kazanmaya çalışmalıdır. Harâmdan ve şüphelilerden kaçınmalıdır. Harâmı, helâli, şübhelileri ve fâizi bilmeyen, bunları birbirinden ayıramayan, harâmdan kurtulamayıp, ibâdetleri boşuna gider.Ömer "radıyallahü anh" buyuruyor ki: (Çalışınız, kazanınız, Allahü teâlâ rızkımı çalışmadan gönderir, demeyiniz! Allahü teâlâ, gökten para yağdırmaz).
Büyüklerden birine sordular ki: "Özü sözü doğru olan tüccâr mı, yoksa geceleri nemâz kılan, gündüzleri oruç tutan âbid mi yüksektir?" (Emin olan tüccâr dahâ kıymetlidir. Çünkü, şeytânla her sâat cihâd etmektedir. Şeytân, alışta, verişte, tartmada onu aldatmaya uğraşmakta, o ise Allahü teâlânın emrini, rızâsını gözetmektedir) dedi.
İmâm-ı Ahmed ibni Hanbelden "rahmetullahi aleyh" sordular ki: "Her gün sabâhtan akşama kadar câmide ibâdet edip 'Allahü teâlâ, benim rızkımı nereden olsa gönderir' diyen bir kimse nasıl bir adamdır?" Cevâbında buyurdu ki: (Bu kimse câhildir. İslâmiyyetten haberi yoktur. Çünkü, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Allahü teâlâ benim rızkımı, süngümün ucuna koymuştur). Ya'ni rızkım, İslâm dinine ve Müslümânlara saldıran kâfirlerle harb etmekle gelmektedir... Görülüyor ki, harbde düşmandan alınan ganimet ve sulhde, harbe hâzırlananların aldıkları ücret helâl rızıktır.
"BU KADAR SIKINTI NİYE?.."
İmâm-ı Evzâi, İbrâhim Edhem'i "rahmetullahi aleyhimâ" gördü ki, sırtında bir yığın odun götürüyor. "Niçin bu kadar sıkıntı çekiyorsun? Kardeşlerin, seni hiçbir şeye muhtâc bırakmıyor" dedi. İbrâhim Edhem "kaddesallahü teâlâ sirrehül'aziz" buyurdu ki:
-Öyle söyleme, hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Helâl kazanmak için sıkıntı çekenlere Cennet vâcib olur).
Îsâ "aleyhisselâm" birine, (Ne iş yapıyorsun?) dedi. "İbâdetle vakit geçiriyorum" deyince, (Nereden yiyip geçiniyorsun?) buyurdu. "Her şeyimi kardeşim veriyor" deyince, (O hâlde, kardeşin senden dahâ kıymetli ibâdet yapmaktadır) buyurdu.