Kuyucu MurÂd Paşa

Kuyucu MurÂd Paşa
Kuyucu Murâd Paşa Rumeli'ndeyken, Osmanlı Devleti için en büyük tehlike İran meselesi ile Anadolu ve Suriye taraflarındaki isyanlar idi. "Celâli İsyanları" adı verilen, devlet içinde orduya bile sâhib olan âsileri cezâlandırmak için Şeyhülislâm Sun'ullah Efendinin tavsiyesi ile Aralık 1606'da Murâd Paşa sadrâzam tâyin edildi. Sadâret mührünü Belgrad'da alan Murâd Paşa, serhad işlerini hallettikten sonra İstanbul'a geldi.Osmanlı Devletinin 1593 yılından beri Avrupa cephesinde savaşlarla meşgûl olmasını fırsat bilen İran-Safevi Devleti, Anadolu ve Kuzey Suriye'de karışıklıklar çıkardı. Celâli İsyanları çok tehlikeli bir hal almıştı. Murâd Paşa, Kuzey Suriye'de Derezi (Dürzi) bir hükûmet kurmuş olan Canbolatoğlu Ali Paşa üzerine 1607 Temmuzunda İstanbul'dan hareket etti. Yol boyunca âsilere karşı uslandırma hareketlerinde bulunan Murâd Paşa, âsi Canbolatoğlu'na karşı Maraş Beylerbeyi Zülfikâr Paşadan yardımcı kuvvetler aldı. Daha sonra harekete geçerek İskenderun yakınlarındaki Oruç Ovasında mevzilenmiş olan âsi kuvvetlerini bozguna uğrattı. Canboladoğlu ve Lübnan Derezi Lideri Maanoğlu Fahreddin ile bütün Dürzi kabile reislerinden canlarını kurtarabilenler kaçtı. Murâd Paşa, Haleb'i ele geçirip, isyancıları ve bölücüleri bölgeden temizleyerek, kışı orada geçirdi. Bağdâd'daki Taviloğlu Mustafa üzerine Cağalazâde Mahmûd Paşa kumandasında ordu gönderip, onu kaçırttı. Murâd Paşa Heleb'deyken Kalenderoğlu otuz bin Celâli kuvvetiyle İstanbul'u tehdid etti. Kalenderoğlu'nun yanında birçok Celâli elebaşısı ve başıbozuk da vardı. Murâd Paşa; İçel'deki Musli Çavuş'un Kalenderoğlu ile birleşmesini önlemek için ona İçel Sancakbeyliğini verip, Maraş ve Göksun'dan yeni kuvvetler aldı. Kalenderoğlu, İstanbul'dan gönderilen bir mikdâr Osmanlı hazine ve kuvvetlerini almak için Göksun Boğazı'nı kapamak istedi. Murâd Paşa daha önce hareket ederekBoğaz'ı tuttu. Burada iki taraf arasında şiddetli bir muhârebe vukûa geldi. Savaşın en şiddetli ânında Serdârın hendeklere sakladığı yeniçerileri meydana çıkarıp hücuma geçirmesi üzerine Kalenderoğlu bozuldu. İran'a sığınmak için Doğuya doğru kaçmaya başladı. Âsiler tâkib edilerek Eylül 1608'de Şarkikarahisar'da toplanan binlerce Celâli imhâ edildi. Anadolu âsilerden temizlenince Murâd Paşa, 1608 sonunda İstanbul'a döndü.Murâd Paşa böylece dâhiyâne bir siyâsetle Osmanlı Devletinin içinde huzûru bozup, düşmanlarıyla işbirliği yapan âsileri ortadan kaldırdı. Ayrıca Üsküdar Seferi denilen 15 Haziran 1609'daki harekâtla da Musli Çavuş ve Yûsuf Paşa gibi âsileri ve bunlarla işbirliği yapanları idâm ederek, bunların fesat tohumlarını ve köklerini kuruttu. Murâd Paşa 1610 baharında, Osmanlı Devleti içindeki karışıklıkların plânlayıcısı ve destekcisi İran-Safevi Devletine karşı sefere çıktı. Tebriz'de bulunan Safevi Şâh Abbâs (1587-1628)ın Celâli İsyanları ve Avusturya Seferi (1593-1606) esnâsında işgal ettiği toprakları ve Kafkasya'yı kurtarmak veya Osmanlı lehine bir antlaşma sağlamak için İran Seferine çıktı. Şâh Abbâs Murâd Paşaya elçi gönderdi. Safevi elçileri Sultan Ahmed Hana gönderildi. Murâd Paşa Tebriz önlerine geldiğinde Sefer mevsimi geçtiğinden, kışı geçirmek için Diyarbakır'a çekildi. Murâd Paşa İran üzerine yeni bir Sefer hazırlıkları içindeyken doksan yaşlarında 6 Ağustos 1611'de Âmid kışlığında vefât etti. İstanbul'da yaptırdığı medresenin bahçesindeki türbesine defnedildi.Murâd Paşa; gayretli, dindâr, üstün komutanlık, idârecilik, diplomatlık ve devletin çıkarlarını her şeyden üstün tutan bir şahsiyete sâhipti. Rumeli'den devşirme olarak alınıp, sarayda yetiştirildi. Osmanlı hânedânına çok sâdıktı. Ülkesine ve milletine çok hizmeti oldu. Tecrübeli, samimi ve ileri görüşlü olduğundan icrââtlarında tâvizsiz hareket ederdi. Soğuk kanlı olup hissiyatını saklamasını bilir, vakti gelince harekete geçip muvaffak olurdu. Nakşi bendi tarikatına bağlı olup, her hafta Kur'ân-ı kerimi hatmeder, adâletten ayrılmazdı. Ancak devlet düşmanlarına karşı şiddetli ve amansızdı.Avusturya Seferinde Haçlı zihniyeti, İran Safevi Devleti ve devlet içindeki taraftarlarına karşı çok şiddetli mücâdele etti. Ülke içinde âsi Celâlileri ortadan kaldırdığı için ihtilal yanlılarının çeşitli taarruzlarına uğradı. Devrine âit kaynaklarda, ilmi eserlerde, meselâ İngiltere elçisi Lello; Murâd Paşanın ülkesine iyiliği dokunduğunu, basiret sâhibi olduğunu, memleketin iç işlerini düzeltip, hâkimiyeti sağladığını, iyi bir asker ve devlet adamı olduğunu yazar. On üç yıl süren Avusturya Seferi ve yıllarca devam eden Celâli İsyânları neticesinde mâliyenin durumunu öğrenmek için Ayn Ali Efendi'ye Kavânin-i Âl-i Osman Der Mezâmin-i Defter-i Divân adlı eserini yazdırdı. Yabancılarla olan münâsebetlerde çok dikkâtli olup, meseleleri gayet iyi tâkip ederdi. Murâd Paşa, İstanbul'da Vezneciler semtinde Edebiyât Fakültesi arkasında, medrese, dükkanlar, türbe, sıbyan mektebi ve sebilden meydana gelen bir külliye ile Erzurum'da büyük bir câmii ve hamam yaptırmıştır.

İnsanlara Allah Için Nasîhatte Bulun

Vehbi Tülek

Şükür, Nimeti Değil, Onu Vereni Görmektir

Vehbi Tülek

Dünyâ Için, Dünyâda Kalacağın Kadar Çalış!

Vehbi Tülek

Resûlullah Efendimiz Eshâbı Ile Şakalaşırdı

Vehbi Tülek

Nil'in Suları Azalmış Ve Kıtlık Başlamıştı

Vehbi Tülek