Merhamet Deryası Süveyd Sincârî
"BUNUN GÖZLERİNİ AÇ YÂ RABBİ!"Aradan bir hafta geçtikten sonra o kişi Süveyd hazretlerinin dergâhına gelip tövbe ve istiğfâr ederek günâh işlediğine pişman olduğunu bildirdi. Gözlerinin açılması için duâ ricâ etti. Süveyd hazretleri ellerini açıp şöyle dua etti:
"Yâ Rabbi! Bunun görür hâle gelmesini nasib eyle. Zirâ o, tövbe ve istiğfâr etti. Zâtına karşı özür diledi..." Bunun üzerine o kişinin gözleri görmeye başladı...
Süveyd Sincâri hazretleri bir mescidde ibâdetle meşgûldü. O sırada içeri bir âmâ girdi. Kıbleyi bilemeyip ters yöne namaza durdu. O zaman Sincâri hazretleri;
"Yâ Rabbi! Bu kulunun gözünü nûrun ile aydınlat" diye dua etti. Allahü teâlâ bu hâlis duâyı kabûl edip derhal o kişinin gözleri görmeye başladı. Adam, gözlerinin açıldığını anlayınca çok sevindi ve yirmi sene daha yaşadı. Gözlerine hiç zarar gelmedi.
Ebü'l-Mecd Sâlim anlatır:
"Sincarlı bir adam durmadan veli ve âlimleri kötülerdi. Bir gün hastalandı. Ölüm halleri görülmeye başladı. Ona;
"Kelime-i şehâdeti söyle!" dediklerinde; "Söyleyemiyorum" dedi.
"EVLİYAM RAZI OLURSA..."
Hemen Süveyd Sincâri hazretlerine koşup durumu anlattılar. O da merhamet edip yanına geldi. Bir müddet düşündükten sonra başını kaldırıp;
"Şimdi söyle!" buyurdu. Adamın dili çözüldü ve rahatça Kelime-i şehâdeti söyledi ve ruhunu teslim etti.
Sonra Sincâri hazretleri;
"Bu kişi Allahü teâlânın sevgili kullarına dil uzattığı, onları kötülediği için böyle bir âkıbete mâruz kaldı. Biz de Rabbimize onun hakkında şefâatte bulunduk. Bana ilham edilip;
"Evliyâm râzı olursa şefâatini kabûl eder, affederim" denildi. Bunun üzerine Ma'rûf-i Kerhi, Sırri-yi Sekâti, Cüneyd-i Bağdâdi, Şibli ve Bâyezid-i Bistâmi hazretlerine onu arz edip bağışlamalarını ricâ ettim. Hepsi affettiler. Ancak, ondan sonra dili çözülüp şehâdet kelimesini söyleyebildi" buyurdu.