Mevlânâ Safiyyüddîn
"Evliyânın mübârek sözleri, Muhammed aleyhisselâmın peygamberlik hakikatinden yayılmış olan nûrlardır. Kur'ân-ı kerime ve hadis-i şeriflere ta'zim ve hürmet lâzım olduğu gibi, evliyânın sözlerine de edeb ve hürmet ile tazim etmek lâzımdır."
"Bir kimse, evvelki ve sonraki ilimleri tahsil etmiş olsa, son nefesinde o ilim o kimseye yardımcı olmayıp, bütün malûmat, hafızasından idrâkinden gider. Yiğitlik ve ganimet odur ki, hiç olmazsa her gün bir miktar, bir köşeye oturup, Allahü teâlâyı tefekkür etmek, O'nu zikretmek lâzımdır. Allahü teâlânın zikri, kalbde meleke hâline gelmelidir ki, son nefeste O'nu hatırlasın ve o zamanki sıkıntıdan kurtulsun."
"İnsanlar ihmalkârlık ve tembelliklerinden dolayı; (yarın şu hayırlı işi işleyelim) derler. Düşünmezler ki, bugün, dünkü günün yarınıdır. Bugün ne işlediler ki, yarın ne işliyecekler?"
"Tasavvuf yolu ve bu yolun büyükleri o kadar kıymetlidirler ki, bunlara tâbi ve talebe olan dervişlerden birinin ismi bir duvarda yazılı olsa, o duvarın yanından, ceketini düğmeleyerek ve edeble geçmek lâzımdır."
"Kişinin kıymeti, tasavvuf yolunun yüksek hakikatlerini anladığı kadardır."
"Sözün güzeli odur ki, dinleyen, o sözün güzelliği ile kendinden geçer. Böylesine güzel söz de, Allahü teâlânın veli kullarının sözleridir."
"Her ân Allahü teâlâyı hatırlamak ve anmak bir kazma gibidir ki, o kazma ile gönül yolunda bulunan dikenlerin (kalbe gelen lüzumsuz ve uygunsuz düşüncelerin) kökünü kazırlar. Böylece bu yolda ilerlemek için mâni kalmaz."