“Doğru ve dürüst olan tacir, kıyamet gününde sıddîklar ve şehidler ile beraber haşredilecektir.”
“Alıcı ile satıcı doğru söyleyip birbirine nasihat ettikleri zaman, alışverişleri bereketlenir. Malın kusurunu gizleyip yalan söyledikleri zaman, alışverişin bereketi kalkar.”
“Kişinin, mümin kardeşinin artığından içmesi tevazudandır. Bir kimse mümin kardeşinin artığından içince, ona yetmiş sevap yazılır. Ondan yetmiş günah silinir ve yetmiş derece yükseltilir.”
“Arş’ın üzerinde; Lâ ilahe illallah Muhammedün Resûllullah, Ebû Bekr-is-Sıddîk, Ömer-ül-Fârûk, Osman-üş-şehîd ve Aliyy-ül-Mürtezâ yazılıdır.”
“Namaz kılanın hâli, tacirin hâline benzer ki, tüccar sermayesini elde etmedikçe kazancı onun için halis olmaz. Aynı şekilde, namaz kılan kimse farzı eda etmedikçe, nafile namazları kabul olmaz.”
“Kendisinde Allahü teâlâ anılan ev ile anılmayan evin hâli, diri ile ölünün hâline benzer.”
“Kişinin, misafiri ile birlikte evinin kapısına kadar çıkması sünnettir.”
“Allahü teâlâ ipek giyene ve altın yüzük takan erkeklere lanet etsin.”
“Zengine, malından dolayı tevazu eden fakire, Allahü teâlâ lanet eylesin. Fakirden kim bunu yaparsa, dininin üçte ikisi gider.”
“Dünyada rezil olmak ahirette rezil olmaktan daha ehvendir.”
“Ahir zamanda, helal bir dirhem ve itimat edilecek bir kardeş bulunmayacaktır.”
“Mirac gecesinde bir kavme uğradım. Bunların bakırdan tırnakları olup, yüzlerini ve etlerini tırmalıyorlardı. “Ey Cebrâil! Bunlar kimlerdir?” diye sordum. “Onlar, insanları gıybet edenler ve onların namuslarına ve ırzlarına düşman olanlardır” dedi.”
“Allahü teâlâ, kıyamet günü olunca mahlukatını bir alana toplar. Sonra kullarından birisine: “Ey kulum! Benim kendisinin eliyle nimet gönderdiğim falancaya teşekkür ettin mi?” buyurur. Kul “Hayır, ya Rabbi! Ben, o nimetin senin indinden tarafından olduğunu bildiğim için, o nimete karşı sana şükürde bulundum” der. Bunun üzerine Allahü teâlâ: “Kendisi eliyle vasıtasıyla nimet gönderdiğim kimseye teşekkür etmeyince, bana şükretmiş olmazsın” buyurur.”