Mubâhları Aşırı Kullanmak Hastalıklara Sebep Olur
Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), uzun bir hadis-i şerifin sonunda buyurdu ki: (İnsanı felakete sürükleyen şeyler üçtür: Hasislik, nefse uymak, kendini beğenmek.)
İmâm-ı Gazâli hazretleri buyurdu ki: Allahü teâlânın insana yardımına mâni olan perdelerin en kötüsü, Ucubdur. Yâni ayıplarını görmeyip, ibâdetlerini beğenmektir. İsâ aleyhisselâm buyurdu ki: (Ey havâriler! Rüzgâr, çok ışıkları söndürmüştür. Ucub da, çok ibâdetleri söndürmüş, sevaplarını yok etmiştir.)
Hadis-i şerifte, (Ümmetimin iki kötü huya yakalanmalarından çok korkuyorum. Bunlar, nefse uymak ve ölümü unutup, dünya arkasında koşmaktır) buyuruldu. Nefse uymak, İslâmiyete uymaya mâni olur. Ölümü unutmak, nefse uymaya sebep olur. Diğer bir hadis-i şerifte, (Aklın alâmeti, nefse gâlib ve hâkim olmak ve öldükten sonra lâzım olanları hazırlamaktır. Ahmaklık alâmeti, nefse uyup, Allahtan af, merhamet beklemektir) buyuruldu.
Nefse uyup da, tevbe ve istiğfâr etmeden, af ve Cennet beklemek ahmaklık olmaktadır. Sebebine yapışmadan bir şey beklemeye (Temenni) denir. Sebebine yapıştıktan sonra, beklemeye (Recâ) denir. Temenni, insanı tembelliğe götürür. Recâ ise, çalışmaya sebep olur. Nefsin sevdiği, istediği şeylere (Hevâ) denir. Nefis, yaratılışında kötülükleri, zararlı şeyleri sevici ve isteyicidir. "Nefsinden sakın dâim. Ona güvenme aslâ. Yetmiş şeytandan daha fazla düşmandır sana" beyti, tâm yerinde söylenmiştir.
Nefsin, insanı haramlara ve mekruhlara sürüklemesinin zararları meydandadır. İstekleri hep hayvâni arzulardır. Hayvâni arzular ise, hep dünyadaki ihtiyaçlardır. İnsan bu arzuları peşinde olduğu kadar, âhiret ihtiyaçlarını hazırlamakta geri kalır. Çok mühim olan bir şey de, nefis mubâhlarla doymaz. Mubâhları kullanmayı arttırdıkça, isteklerini arttırır. Yine de, doymaz. İnsanı haramlara sürükler.
Bundan başka, mubâhları aşırı kullanmak, elemlere, dertlere, hastalıklara sebep olur. Böyle insan, hep midesini, zevkini düşünür. Hasis ve rezil olur.