Muhammed Bin Hâmid Tirmizî
"TEFEKKÜR BEŞ ÇEŞİTTİR""Tefekkür beş çeşittir. 1- Allahü teâlânın yarattığı şeylere bakıp, O'nun yüceliğini düşünmek. Bundan mârifet, Rabbini tanımak hâsıl olur. 2- Allahü teâlânın nimetlerini ve ihsânlarını düşünmek. Bundan muhabbet hâsıl olur. 3- Allahü teâlânın vâdettiği nimetleri ve mükâfâtları düşünmek. Bundan ibâdete karşı rağbet ve ibâdet yapma şevki hâsıl olur. 4- Allahü teâlânın azâbını düşünmek. Böyle tefekkür eden kimse, Allahü teâlâya isyân etmekten sakınır. 5- Allahü teâlânın verdiği nimetler ve ihsânları yanında, nefsin kötülüklerini düşünmek. Bundan da, geçmiş günahları hatırlayarak Allahü teâlâya karşı hayâ, utanma hâsıl olur."
"Yol belli ve açık; delil, âlimler (müctehidler), azık tam, binek kuvvetli. Fakat insanı asıl maksada kavuşmaktan uzaklaştıran şeyler var. Bunlar: Âlimlere (müctehidlere) uymadan, kendi görüşüne uymak, nefsinin istekleri peşinde koşmak. Azığı (yiyeceği) gayrimeşrû yerden toplamak. Mesûliyeti unutup, bineği zayıflatmaktır."
"Câhillerin evliyâyı inkâr etmesi, büyüklere dil uzatması; onları anlamaktan uzak olmalarından ve kalblerinin hikmeti almamasındandır."
"Evliyâ olan zâtlar, evliyâlıklarını dâima gizlerler, söylemezler. Fakat onların hâlleri ve davranışları, evliyâ olduklarını gösterir. Evliyâlık iddiasında bulunan kimseler, dilleriyle bunu söylerler. Fakat hâl ve hareketleri, onların yalancı olduklarını ortaya çıkarır."
"Allahü teâlâya en yakın olan kimseler, fakirlerle bulunmaktan hoşlanan kimselerdir. Ebedi olanı, geçici olana tercih edenler ve kazâya rızâ gösterenlerdir."
"Bir şeyi yapmaktan âciz kalırsan, bu âcizliğini, zayıflığını anlamaktan da âciz kalma."
ÎMÂN VE MÂRİFET ZAYIFLIĞI!..
"Bir kimsenin bir Müslümanı hor görmesi, imân ve mârifet zayıflığındandır."
"İnsanların en kötü ahlâklısı, dostunu düşmanını ayırmayan ve sohbet ehlinden uzak yaşayandır."
"İnsanın kalbine nur yerleşince; dışı, âzâları, iyilik yapar ve iyiliği konuşur."
Muhammed bin Hâmid Tirmizi hazretleri vefat etmeden önce buyurdu ki:
"Kalb ve vakit, insan için sermâyedir. Fakat kalbini kötü zanlarla, düşüncelerle meşgûl eder. Vaktini de boş şeylerle geçirir, zâyi eder. Bu ne acı bir hâldir. Sermâyeyi kaybedene kim kâr getirebilir."