Muhammed Bin İshak
Mâzin bin el-Gadviyye "radıyallahü teâlâ anh" şöyle anlatmıştır: Kavmimizin bir putu vardı. Herkes ona tapardı. Bir gün o putun önünde bir kurban kestim. Putun içinden bir ses geldi:
"Ey Mâzin! Beni dinle, memnun kalırsın. Hak zuhur etti, açığa çıktı. Şer kayboldu. Allahü teâlâ bir Peygamber ile dinini gönderdi. Taşları, yontulan putları terket ki, Cehennem ateşinden kurtulasın..." Bu sesten korktum. Kendi kendime büyük bir iş olacak dedim. Birkaç gün sonra o putun önünde bir kurban daha kestim. Yine putun içinden bir ses geldi. Şöyle diyordu:
"Bana gel de herkesin bildiği şeyleri duyasın. Bir Peygamber vahiy ile gönderildi. Yakacağı taş olan Cehennem ateşinden kurtulmak için Ona iman et..." Kendi kendime bu beni ikaz eden bir haberdir, dedim... Aradan günler geçti. Bir gün bize bir kimse geldi. O kimseden haber sordum. Dedi ki: Mekkede Kureyş kabilesinden bir zat Peygamber olduğunu söylüyor, ismi Ahmed'dir. Her kime rastlasam Allahü teâlânın davetçisine iman ediniz diyor, dedi. Kendi kendime putun içinden işittiğim haber budur, dedim. Kalkıp putu parçaladım. Mekke'ye gitmek üzere yola çıktım. Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" huzûruna varıp, Müslüman olmakla şereflendim...
Ben gece gündüz nefsinin arzuları peşinde koşan, şarap içen kötü kadınlarla düşüp kalkan, şarkı ile meşgul bir kimse idim. Nice seneler kıtlık ve zillet, şiddetli sıkıntı içinde yaşadım. Mallarım hep helak oldu. Oğlum olmadı. Resûlullahtan bu kötülüklerden soğuyup uzaklaşmam için dua istedim. Benim için şöyle dua etti:
(Allahım! Onu şarkıcılıktan kurtarıp, Kur'ân-ı kerim okuyucu eyle. Haramla meşguliyetini helal ile meşguliyete çevir. Ona şarap yerine helal içecekler nasip eyle. Fuhuştan kurtar, iffet nasip eyle. Nefsine uymaktan kurtar, hayâ ihsan et ve ona salih bir evlat ver.)
Allahü teâlâ benim için yapılan bu duaları kabul buyurdu...
Rivayet olunur ki, bu kimse bir mescid yaptırdı ve o mescidde ibadet ederdi. Zulme uğrayan her kim o mescidde üç gün ibadet yapıp, kendine zulüm eden zalime beddua eylese, o zalim kısa zamanda helâk olurdu veya baras hastalığına yakalanırdı. O mescide Muberris denirdi...