Müslüman Ya Müctehid Veya Mukalliddir

Müslüman Ya Müctehid Veya Mukalliddir
"Kitaba ve sünnete, yâni Kur'an-ı kerime ve hadis-i şeriflere uygun itikad lâzım olduğu gibi, müctehidlerin Kitap ve sünnetten çıkardıkları ahkâma, yâni İslâmiyete uygun işleri yapmak da lâzımdır. Bu ahkâm, helâl, haram, farz, vâcib, sünnet, müstehab, mekruh ve şübheli olan işler demektir.
Müslümanlar iki kısmdır: Yâ müctehid veya mukalliddir. Müctehid olmayan her Müslümana mukallid denir. Mukallidlerin, Kitaptan ve Sünnetten, müctehidlerin çıkarmış olduğu hükümlere uymayan hüküm çıkarmaları câiz değildir. Her mukallidin bir müctehide uyması, yâni bir mezhebe girmesi lâzımdır. Bulunduğu mezhebin hükümlerine uymalıdır. Kendi mezhebine uymakla berâber, başka mezheblere de uymaya çalışmalıdır. Böylece müctehidlerin söz birliğine uyulmuş olur. Meselâ, İmam-ı Şâfii "rahimehullah" abdest alırken, niyet etmek farz demiştir. Hanefiler de, abdest alırken niyet etmelidir. Bunun gibi, uzuvları yıkarken sıra gözetmek ve birbiri ardına yıkamak lâzımdır. İmâm-ı Mâlik, abdest uzvlarını oğmak farz demiştir. Elbette uğmalıdır. Şâfi'i mezhebinde, elin yabancı kadına dokunması abdesti bozar. Hanefi olanın eli, yabancı bir kadına dokununca, abdestini tâzelemelidir. Her işi, dört mezhebe de uygun yapmaya çalışmalıdır."
"Ehl-i sünnet âlimleri, söz birliği ile diyor ki: Allahü teâlâyı dünyada kimse göremez. Hattâ, Ehl-i sünnet âlimlerinin çoğu, (Resûlullah mirac gecesinde Allahü teâlâyı görmedi) dediler. Bunun açıklaması şöyledir; Resûlullah Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Mirac gecesinde, Rabbini dünyada görmedi. Âhirette gördü. Çünkü, O Server o gece, zaman ve mekân çevresinden dışarı çıktı. Ezeli ve ebedi bir ân buldu. Başlangıcı ve sonu, bir nokta olarak gördü. Cennete gideceklerin, binlerce sene sonra, Cennete gidişlerini ve Cennette oluşlarını o gece gördü. Eshâb-ı kirâm arasında malı en çok olanlardan Abdürrahmân bin Avf, Eshâb-ı kirâmın fakirlerinden beş yüz sene sonra Cennete girecektir. Onun beş yüz sene geçtikten sonra Cennete girdiğini gördü. Ona, niçin geç kaldığını sordu. İşte o makamdaki görmek, dünyada görmek değildir. Âhiret görmesi ile görmektir.

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek