Namaz Müminin Mîrâcıdır
Sultan Üçüncü Ahmed Hanın pâdişâhlığının son ve Sultan Birinci Mahmûd Hanın pâdişâhlığının ilk devirlerinde olmak üzere ölümüne kadar tam otuz sene Dârüsseâde Ağalığı (İstanbul Valiliği) yaptı. Ayrıca ilk matbaanın kurulmasında mühim rolü vardır. İbrâhim Müteferrika, İstanbul'da ilk matbaayı açtığı gibi, ilk kâğıt fabrikasının da Yalova'da açılmasına gayret etti. Bu fabrika için en uygun yer Beşir Ağa'nın çiftliği idi. Böylece Osmanlı Devleti'nde ilk kâğıt fabrikası Yalova'da kuruldu. Çiftliğini bu iş için seve seve vakfeden Beşir Ağa, fabrikanın kurulmasından çok kısa bir zaman sonra 1746 (H.1159) yılında vefât etti. Buyurdu ki:
"Namaz müminin mirâcıdır" buyurulan hadis-i şerifte, hakiki namazın derecelerine işâret vardır. Namaza duran kimsenin, iftitâh tekbirini söylerken, Allahü teâlânın azametini, yüceliğini düşünerek, hudû' ve huşû' hâlinde olması gerekir. Öyle ki, bu hâlini istigrâk, kendinden geçme hâline eriştirmelidir. Bu sıfatın kemâl derecesi, Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemde vardı. Rivâyet edilmiştir ki, Resûlullah Efendimiz namazda iken, mübârek göğsünden öyle bir ses gelirdi ki, bu ses, Medine-i münevverenin dışından işitilirdi... Helâl lokma yemek ve yerken gaflet içinde olmamak, abdest alırken, iftitâh tekbirini söylerken, tam bir âgâhlık, gafletten uzak olma, uyanıklık içinde bulunmakla namazda kalp huzûru elde edilir."
"Oruç bana mahsustur. Onun karşılığını ben veririm" buyurulan kudsi hadiste, hakiki oruca işâret vardır. Bu ise, mâsivâyı, Allahü teâlâdan başka her şeyi terk etmektir."
"Allahü teâlânın doksan dokuz ismi vardır. Kim onları sayarsa, cennete girer" buyurulan bu hadis-i şerifteki "Ahsa" kelimesinin bir mânâsı, saymaktır. Diğer bir mânâsı ise, bu ism-i şerifleri öğrenip, bilmektir. Bir mânâsı da, bu esmâ-i şerifenin mûcibince amel etmektir. Meselâ "Rezzâk" ismini söylediği zaman, rızkı için aslâ endişe etmemeli. "Mütekebbir" ismini söyleyince, Allahü teâlânın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."