Özrü Kabul Etmeyen Adamın Hazin Sonu!
"TALEBEM BENDEN YARDIM İSTEDİ"Pir Muhammed Gencevi hazretleri, memleketi Gence, yaz aylarında çok sıcak olması sebebiyle yazın şehre üç günlük mesâfede bulunan yaylaya çıkardı... Yaylada iken bir gün abdest alıyordu. Ayaklarını yıkadığı sırada âniden süratli bir şekilde ileriye uzattı. Sanki bir şeye vurur gibiydi. "Ayağınızı neden böyle birden uzattınız?" diye sorduklarında, buyurdu ki: "Bizim falan talebemiz sâhilde pamuk tarlasını sularken bir kimse yanına gelip; "Suyu ben tarlama bağlamıştım neden suyumu kesip kendi tarlana akıtıyorsun? Beni de avâre bırakıp oyalıyorsun?" deyince, bizim talebemiz de "Suyun sizin tarlanıza aktığından benim haberim yoktur. Ben suyu sahraya boşa akıyor zannettim. Al suyu sen tekrar tarlana bağla" dedi. Fakat adam bu özrü kabûl etmedi. Kızgın bir halde yanına yaklaşıp elindeki beli tam başına indirmek üzere iken, talebemiz Allahü teâlânın izni ile bizden yardım istedi. O kadar korkup bizi öyle çağırdı ki, yüreğim parçalandı. İşte o kimseye ayağımla vurarak ona mâni oldum. Ayağım başına değdi. Başı iki ayağının arasından geçti. Artık o kimsenin sıhhate kavuşma ihtimâli yoktur!" dedi. Sonra o kimsenin babasına haber yollayıp çağırttı...
"OĞLUNUN KEFENİNİ HAZIRLA!"
Babası gelince; "Oğlun sâhilde gâyet hasta bir vaziyettedir. Kefen hazırlayıp oğlunun yanına git. Ölünce onu defneyle" diye tembih etti... Babası hemen söylenilen yere gitti. Oraya varınca oğlunun öldüğünü gördü. Cenâzesini kaldırıp defnettiler. Daha sonra bu talebeye sorduklarında hadisenin, aynen hocasının oradakilere anlattığı gibi cereyan ettiğini söyledi ve şunları ekledi:
"Çevremizde bulunan kimseler adamın başına toplandılar. 'Sana ne oldu bu yanındaki kimse mi seni bu hale soktu?' dediler. 'Bu bana hiç vurmadı. Bana ne oldu ise hocasından oldu. Ben ölürsem bu adamı sorguya çekmesinler suçu yok' dedi ve son nefesini verdi. Oraya toplananlar onun bu sözlerine şâhid oldular..."