Rufey Bin Mihrân Er-riyahi

Rufey Bin Mihrân Er-riyahi

Eshab-ı kiramın büyükleri, Kur'an-ı kerimin icazını başka başka bildirdiler. Bazısı Kur'an-ı kerimin nazmı garib, üslûbu acibdir. Arab şairlerinin nazmlarına, üslûplarına benzemediği için mucizdir dediler. Sûrelerin başındaki ve sonundaki ve kıssalarındaki nesir kısımları da böyledir. Âyetlerin aralıkları, onların Sec'leri gibidir. [Sec', kumru kuşunun devamlı ötüşüne denir. Nesirde, cümle sonlarının kafiye şeklinde birbirlerine uygun olmalarına denir.] Bunların Kur'an-ı kerimde mevcut olmaları, onların sözlerinde olanlar gibi değildir. Bunları Kur'an-ı kerimdeki gibi yapamadılar.

Arapçayı iyi bilen kimse, Kur'an-ı kerimin icazını açıkça anlar. Îcaz, hem belâgatinin yüksek olmasından, hem de nazmının garib olmasındandır. Yani, hiç görülmemiş nazmı olduğu içindir. Bazıları, icaz, gaybdan haber vermesidir, dedi. Meselâ, (Rûm) sûresinin üçüncü âyetinde meâlen;

(Onlar gâlib geldiler ise de, on seneye varmadan mağlup olacaklardır) buyuruldu. Bu âyet-i kerime, Rum kayseri Heraklius'un on seneden az zamanda, Îrân şâhı Hüsrev Perviz ordusuna gâlip geleceğini önceden haber vermektedir. Haber verdiği gibi de olmuştur.

Bazı sahabilere göre, Kur'an-ı kerimin icazı, çok uzun ve tekrarlı olduğu hâlde, hiçbir yerinde ihtilâf, uygunsuzluk bulunmamasıdır. Bunun içindir ki, (Nisâ) sûresinin seksenbirinci âyetinde meâlen;

(Bu Kur'an, Allahdan başkasının sözü olsaydı, içinde çok uygunsuzluklar bulurlardı) buyuruldu.
Bazılarına göre, Kur'an-ı kerimin icazı, manasından olmaktadır. Peygamberimizden evvel, Araplar Kur'an-ı kerim gibi söz söyleyebilirlerdi. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerim gibi söylemekten onları men eyledi. Nasıl men eylediğini de çeşitli şekillerde açıklamışlardır.

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek