Sinan Reis

Sinan Reis
Amiral, Türk gemisiyle aralarındaki mesafenin birden kısalmış olduğunu gördü. Buna rağmen Türkler hareketsiz ve sessizdi. Hiçbir kavga hazırlığı da görünmüyordu. Oysa Sinan Reis, avının üzerine doğru süzülüp, müsait anın gelmesini bekliyordu. Kısık bir sesle emirler veriyordu. Derken bir emir daha verdi ve kıvrak Türk kalyonu, nerede ise Rodos gemisinin kendisini ortadan biçeceği kadar önüne düşmüş iken ani bir manevra ile yan taraftan koca galiye rampa etti. Leventler, Allah Allah nidalarıyla sessizliği yırtarak, önde Sinan Reis olmak üzere bütün leventler Rodos gemisine tırmanmanıverdiler ve neye uğradığını anlamaya fırsat vermeden Rodos şövalyelerini biçmeye başladılar. İçlerindeki cihad aşkı ve İlyas Reis'in intikam ateşi, kollarına bükülmez bir kuvvet veriyordu. Sayılarının çokluğuna ve zırhlara bürünmelerine rağmen, Rodos şövalyeleri yarım saat sonra sağa sola kaçmaya başlamışlardı. Direnmeye çalışan bir kaç Rodoslunun daha işi bitirilirken, iki levent Amirali sürükleyerek Sinan Reise doğru getiriyorlardı. Amiral, palasından kan damlayan, üstü başı yırtık avdan dönmüş bir kartalı andı ran Sinan Reisi görünce titreyerek ayaklarına kapandı, af dilemeye başladı:-Affedin beni efendim, size ağırlığımca altın ödeyeyim!-Dünyanın altınını versen yine de senin Müslümanlara yaptıkların affedilmez amiral! Zayıfları merhametsizce avlayan sırtlan, şimdi cesur aslan karşısında tir tir titriyordu:-Türkler yüce gönüllüdür, af dileyeni affeder, canımı bağışlayınız!-Böyle İslam düşmanlarına acınmaz. Aydın Reis, asın şunu mizane direğine!Aydın Reis bu emri yerine getirmek için ileri fırladı. Amiral son bir ümitle inledi. Sinan Reis:-Bre soysuz, sen yüzlerce gemi, binlerce askerle Osmanlı köylerine saldırıp Müslü manlara zulmederken onlara acıdın mı? İlyas Reis'e acıdın mı?-Siz Türkler bizim gibi değilsiniz. Affedicisiniz. Bağışlayıcısınız. Sizleri bilemedik.Sinan Reis bu kadar yalvarma ve inlemelere dayanamadı:-Bu solucanı denize atın. Yüzerek kendini kurtarabilirse kurtarsın!Aydın Reis bu amansız Müslüman düşmanına acımayı yersiz buluyordu. Sinan Reis emrini tekrarladı:-Aydın kulaklarını aç! At şu adamı denize!Aydın Reis ilerledi. Bu adamı denize attılklarında yüzerek karaya çıkacağından emindi. Amirali iki eliyle kaptığı gibi havaya kaldırdı ve denize fırlattı. Adam denize düşer ken boğuk bir feryat kopardı ve sulara gömüldü, bir daha da çıkmadı. Düştüğü yerdeki sular köpürmüş, karışmıştı.Murat Reis, Aydın Reis'e yaklaştı ve:-Niçin öldürdün? Diye fısıldadı-Reis bana, onu denize at dedi, attım-Ama atarken karnına bıçak sok demedi-Sokma da demedi. Ama sen yine de görmemiş ol.İki deniz kurdu karşılıklı gülüştüler. Müslümanları sinsi ve kalleş bir düşmandan kurtarmışlardı.

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek