Safiyyüddîn Abdülmü'min
Dinimizde, imandan sonra en kıymetli ibadet namazdır. Namaz dinin direğidir, ibadetlerin en üstünüdür. Allahü teâlânın en çok beğendiği ve tekrar tekrar emrettiği şey, beş vakit namazdır. Kıyamette de, imandan sonra ilk soru namazdan olacaktır. Beş vakit namazın hesabını veren, bütün sıkıntı ve imtihanlardan kurtulup, sonsuz kurtuluşa kavuşur. Cehennem ateşinden kurtulmak ve Cennete kavuşmak, namazı doğru kılmaya bağlıdır. İbadetlerin hepsini kendinde toplayan ve insanı Allahü teâlâya en çok yaklaşdıran hayırlı amel, namazdır. Sevgili Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Namaz dinin direğidir. Namaz kılan kimse, dinini kuvvetlendirir. Namaz kılmayan, elbette dinini yıkar).
Namazı doğru kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin, kötü şeyler yapmaktan korunmuş olur. Ankebût sûresinin kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Doğru kılınan namaz, insanı pis, çirkin ve yasak işleri işlemekten korur) buyuruldu.
İnsanı kötülüklerden uzaklaştırmayan bir namaz, doğru namaz değildir. Görünüşte namazdır. Bununla beraber, doğrusunu yapıncaya kadar, görünüşü yapmayı elden bırakmamalıdır. İslâm âlimleri, (Bir şeyin hepsi yapılamazsa, hepsini de elden kaçırmamalıdır) buyurdu. Sonsuz ihsan sahibi olan Rabbimiz, görünüşü hakikat olarak kabul edebilir.
Namazları cemaat ile kılmalıdır. Cemaat ile kılmak, yalnız kılmaktan daha çok sevaptır. Namazda her uzvun tevazu göstermesi ve kalbin de, Allahü teâlâdan korku üzere olması lâzımdır. İnsanı dünyada ve ahırette felâketlerden, sıkıntılardan kurtaracak ancak namazdır. Allahü teâlâ, Mü'minûn sûresinin başında meâlen, (Mü'minler herhalde kurtulacaktır. Onlar, namazlarını huşû ile kılandır) buyurdu.
Tehlike, korku bulunan yerde yapılan ibadetin kıymeti kat kat daha çok olur. Gençlerin ibâdet etmeleri de, bunun için daha kıymetlidir. Çünkü, nefislerinin kötü isteklerini kırmakta ve ibadet yapmama isteğine karşı gelmektedirler.