Sa'îd Bin Cübeyr (rahmetullahi Aleyh)
"Gâliba kaçmak istiyorsun?"Dahâ önce görüştükleri râhibin kilisesinin bulunduğu yere vardılar. Râhib onlara, kilisenin çevresinde aslanlar, vahşi keçiler ve yırtıcı hayvanlar bulunduğunu, yukarı çıkmalarını söyledi. Sa'id bin Cübeyr "radıyallahü anh" kiliseye çıkmadı. Râhib ona, "gâliba kaçmak istiyorsun?", dedi. "Hâyır, kaçmak istemiyorum. Ben müşriklerin bulunduğu yere aslâ girmek istemem", dedi. Râhib, "vahşi hayvanlar seni parçalar" deyince, "Allahü teâlâ beni onların şerrinden korumağa kâdirdir", dedi. Râhib o on kişiye, "ondan bir söz ve ahid alınız" deyince de, "ben Rabbime söz verdim, sabâha kadar buradan gitmem", dedi. Râhib diğerlerine, "siz yukarı çıkınız ve yaylarınızı hâzırlayınız. Bu gece bu sâlih kulu yırtıcı hayvânlardan koruyunuz", dedi...
Geceleyin baktılar ki, Sa'id bin Cübeyr'in yanına bir vahşi hayvan yaklaştı. Kendini ona sürdü ve sonra ayrılıp gitti. Geride bir yerde durdu. Sonra ona bir aslan yaklaştı. Ona sürtündü ve bir şey yapmadan o da ayrılıp gitti...
Bu hâli gören râhib sabâhleyin Sa'id bin Cübeyr'in "radıyallahü anh" yanına giderek, İslam dini hakkında bilgi aldı ve Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" sünnetlerini sordu ve Müslümân oldu...
Başı kesilince bile...
Sa'id bin Cübeyr "radıyallahü anh" Haccâc tarafından şehid edilmeden önce son olarak şöyle duâ etti:
"Yâ Rabbi! Benden sonra Haccâc'ı başka bir kimsenin katline musallat eyleme!"
Bu duâdan sonra Haccâc onbeş gün kadar yaşadı. Haccâc bu son onbeş gün içinde, her gün, "benim Sa'id bin Cübeyr ile ne işim vardı. Yatağıma her yattığımda, ayağımdan tutup çekiyor" derdi.
Sa'id bin Cübeyr'in "radıyallahü teâlâ anh" boynunu vurup, şehid ettiklerinde, başı yere düştü. İki kere yüksek sesle, bir kere de hafif sesle "Lâ ilâhe illallah" dedi.