Sâlih Bin Beşîr
HALİFEYE NASİHATLERİ"Ey müminlerin emiri! Şimdi sana bâzı tavsiyelerde bulunacağım. Yalnız sabır etmenizi ve tahammül göstermenizi tavsiye ediyorum. Çünkü Allahü teâlâya en yakın kul, yapılan acı nasihatlara bile tahammül edip, kabûl edendir. Resûlullah efendimize yakınlık isteyenlere yakışan, O'nun güzel ahlâkı ile ahlâklanması ve O'nun yüce sünnetine sarılmasıdır.
Ey müminlerin emiri! Resûlullah efendimiz, ümmetine haksızlık edenlerin hasmıdır. Kim Resûlullah'a hasım olursa, Allahü teâlâ da o kimseye hasım olur. Allah'a ve Resûlüne karşı gelmesinden dolayı o kimseye, kurtuluşuna mâni olan engeller hazırlanır. Böyle olunca yarın kıyâmet gününde, ayağını sağlam yere basmak istiyorsan, Allahü teâlânın kitâbına (Kur'ân-ı kerime) ve Resûullah'ın sünnet-i seniyyesine sarıl! Bunun için, günahlarını, yaptığın haksızlıkları tekrarlamak sûretiyle, Allah'a ve Resûlüne karşı gelmen sana yakışmaz. Ben, bu nasihatımı sana Allah rızâsı için yaptım. Senin de bunlara kulak verip sarılman lâzımdır."
Bu nasihatler, halifenin çok hoşuna gitti. Hemen ona hediye ve ihsânlarda bulunulmasını emretti. Fakat Sâlih bin Beşir, bunların hiç birini kabûl etmedi. Bunun üzerine halife çok ağladı. Bu nasihatını, halife kendi özel defterine yazıp dâima onlara uygun hareket etmeye çalıştığı anlatılmaktadır.
SESİ ÇOK GÜZELDİ....
Sâlih bin Beşir, çok güzel Kur'ân-ı kerim okurdu ve çok ağlardı. Onun zamânında Bağdat'ta, ondan daha güzel okuyan kimse yoktu. Çok ibâdet eden birisine, Ahzâb sûresinin: "O gün, yüzleri Cehennem ateşine döndürülünce, "Eyvah bize! Keşki, biz Allaha itâat etseydik, Peygambere itâat etseydik" diyeceklerdir" meâlindeki 66. âyet-i kerimesini okuyunca, adam bayılıp düştü ve öldü. Sâlih bin Beşir de, böyle bayılıp düştükten sonra vefât etmişti.