Şemsüddîn Sehâvî

Şemsüddîn Sehâvî

İbn-i Abbâs (radıyallahü anh) şöyle buyurdu: "Abdülkays heyeti Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzûruna gelerek, "Yâ Resûlallah! Şu mahalle sakinleri bizler Râbia'nın bir koluyuz. Seninle aramıza Mudar kâfirleri girmiştir. Bu yüzden sana ancak haram aylarda gelebiliyoruz. Bize öyle bir şey emret ki, onunla hem kendimiz amel edelim hem de bizden sonrakileri ona davet eyleyelim" dediler. Resûlullah efendimiz şöyle buyurdular: "Size dört şey emrediyorum. 1- Allahü teâlâya imânı, (sonra bunu kendileri tefsir ederek) Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed aleyhisselâmın O'nun Resûlü olduğuna şehâdet etmenizi. 2- Namaz kılmayı. 3- Zekât vermeyi. 4- Bir de aldığınız ganimetlerin beşte birini vermenizi."

A'meş (radıyallahü anh) şöyle rivâyet eder: "Azrail (aleyhisselâm) insan sûretine girerek Süleymân'a (aleyhisselâm) uğradı ve orada bulunan bir adama dikkatle baktı. Adam da bunu fark etti. Azrail (aleyhisselâm) gidince, adam Süleymân'a (aleyhisselâm) kim olduğunu sordu. Azrail (aleyhisselâm) olduğunu anlayınca: "Bu, beni alacak gibi bakışla, bana, bakıverdi. Ben, bundan korkuyorum" dedi. Süleymân (aleyhisselâm) "Ne yapmamı istiyorsun?" deyince, adam "Beni rüzgâr ile Hindistan'ın öteki kenarına attır" dedi. Süleymân (aleyhisselâm) da dediğini yaptı. Bir müddet sonra Azrail (aleyhisselâm) ile karşılaşınca, önceki bakışının sebebini kendisine sordu. Azrail (aleyhisselâm) "Hindistan'ın doğusunda pek kısa bir müddet sonra adamın rûhunu kabza memur iken adamı burada gördüğüme şaşarak, ona baktım" dedi.
Âişe (radıyallahü anha) buyurdu ki: "Yanıma Ensârdan bir kadın girdi. Resûlullah'ın yatağını dürülmüş olarak gördü, sonra gitti ve bana içi yün olan bir yatak gönderdi. O sırada Resûlullah efendimiz yanıma geldi ve "Bu nedir?" buyurdu. Ben de durumu olduğu gibi anlattım. Bana "Onu iade et! Ey Âişe, Allahü teâlâya yemin ederim ki, eğer isteseydim Allahü teâlâ benim yanımda altından ve gümüşten dağlar bulundururdu" buyurdu.

Merkebin Yükü Nedir Bir Sor Bakalım

Vehbi Tülek

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek