Resûl, kendisine Allahü teâlâ tarafından vahiy yolu ile yeni bir din gönderilen Peygamberdir. Bu din ile Allahü teâlâya nasıl ibâdet edileceğini bildiren, her asırda gelen Peygamberlere Nebî denir. Peygamberliğini bildirdikten sonra, îmân etmeyenlerle cihâd etmesi emrolunan Peygamberlere “Ülül’azm” denir. [Âdem, Nûh, İbrâhîm, Mûsâ, Îsâ ve Muhammed Mustafâ aleyhissalâtü vesselâm Ülül’azm Peygamberlerdir.]
Nebî ve Resûllerden bazıları dahâ üstündür. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde; [Bekara sûresi 253. âyet-i kerîmede meâlen] (Bu Peygamberlerin bir kısmını, kendilerine verilen özellikler ile diğerlerinden üstün kıldık...) buyurmuştur. [Emânet, sıdk, teblîg, adâlet, ismet, fetânet, emnül-azl sıfatlarının bütün Peygamberlerde bulunduğuna inanmak lâzımdır.] Nitekim Resûlullah “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” şöyle buyurmuştur: (Peygamberler arasında ayırım yapmayınız!) Ancak biz, Peygamberimizin dahâ fazîletli olduğunu biliriz. Çünki Onun, diğer Peygamberlerden fazîletli olduğu nâss ile, yanî âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîfler ile sâbittir. Hadîs-i şerîfte şöyle bildirilmiştir:
(Ben, Âdem oğullarının seyyidiyim, övünmüyorum!)
(Ben önce ve sonra gelenlerin en kerîmiyim, övünmüyorum!)
Hazret-i Muhammed “aleyhi minessalevâti efdalühâ ve minettehiyyâtü ekmelühâ” hâtemün nebiyyîn [Son Peygamber olarak] ve Seyyidil mürselîn [Bütün resûllerin en üstünü olarak], âlemlere rahmet ve kıyâmet gününün şefaâtcisidir. Nitekim bu husûs âyet-i kerîme ile sâbit olmuştur. Allahü teâlâ [Ahzâb sûresi 40. âyetinde meâlen] (Muhammed, erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allahın resûlü ve Peygamberlerin sonuncusudur) ve [Enbiyâ sûresi 107. âyetinde meâlen] (Ey Resûlüm! Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik!) buyurmuştur.
Muhammed aleyhisselâm bütün insanlara ve cinlere Peygamber olarak gönderilmiştir. Onun dîninin gönderilmesi ile bütün dinler nesholmuş, yürürlükten kaldırılmıştır.