Siz, Ümmetlerin En Iyisi Oldunuz

Siz, Ümmetlerin En Iyisi Oldunuz
Âlimler bildirmişlerdir ki; müftinin (fetvâ veren zâtın) şartı, kendilerine mütekaddimin denilen önce gelen hakiki İslâm âlimlerinin sözlerine uymayan fetvâ vermemesidir. Şayet müfti bu kaideye uygun olmayan bir fetvâ verirse kabul olunmaz, reddolunur. Bu hâl, Kitâb, Sünnet ve ümmetin İcmâ'ına muhalefet etmenin câiz olmadığına delâlet etmektir. Nisa sûresi 115. âyet-i kerimesinde meâlen buyuruldu ki:
"Hidâyet yolunu öğrendikten sonra Peygambere uymayıp, müminlerin yolundan ayrılanı, saptığı yola sürükleriz ve çok fenâ olan Cehenneme sokarız." Müminlerin yoluna karşı çıkıp onların yolundan başkasına uyanlar bu âyet-i kerimede şiddetli bir şekilde tehdid edilmiştir.
Ümmetin icmâ'ına karşı gelen, müminlerin yolundan başkasına uymuş olur. Öyleyse, böyle bir kimsenin sözüne nasıl itibâr olunur? Bekâra sûresi 143. âyet-i kerimesinde meâlen buyuruldu ki:
"(Ey Müslümanlar!) Sizi seçkin ve şerefli bir ümmet kıldık ki bütün insanlar üzerine adâlet örneği ve hak şâhidleri olasınız." Âyet-i kerimede geçen 'veset', seçilmişler, 'şühedâ' ise insanlara karşı adâletli olanlardır. O hâlde böyle olan kimseler, hata ve bozuk iş üzerinde asla birleşmezler.
Yine, Âl-i İmrân sûresinin 110. âyet-i kerimesinde meâlen; "Siz ümmetlerin en iyisi oldunuz, insanların iyiliği için yaratıldınız, iyilik yapılmasını emreder, kötülükten nehyedersiniz" buyuruldu. Bu âyet-i kerime delâlet ediyor ki; onların hepsi, her iyiliği emrederler, her kötülüğü de menederler.
İnsanlar iki kısımdır: 1- Kitap ve sünnetten hüküm çıkarabilen müctehid âlim. 2- Müctehidi taklid eden mukallid. Müctehidin vazifesi, yeni bir hâdise ortaya çıktığı zaman, o hâdiseye dâir hükm-i şer'iyi delillerden çıkarmaktır. Mukallidin vazifesi ise âlimlerin sözlerine uymaktır. Mukallid olan bir kimse, bir âyet-i kerime veya hadis-i şerif duyduğu zaman, âyet-i kerime ve hadis-i şerife uymak sûretiyle, müctehidin bildirdiği hükmü terk edemez. Çünkü mukallid bir kimse bilir ki, müctehid bu âyet-i kerime ve hadis-i şerifi bilmektedir. Bunlarla amel etmeyip, değişik bir hüküm vermeleri, daha kuvvetli başka deliller bulup onlara uydukları içindir.

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek

İmândan Güzel Bir Nîmet Yoktur

Vehbi Tülek

Günah Işlemek, Ölümü Unutmanın Alâmetidir

Vehbi Tülek

Ahiret Yolculuğundan Gâfil Olan Zavallıdır!

Vehbi Tülek