Sünbül Efendi'nin Gülü Ya'kûb Germiyânî

Sünbül Efendi'nin Gülü Ya'kûb Germiyânî
YÜKSEK HÂLLER SAHİBİYDİ...
Ya'kûb Germiyâni hazretleri herkesin anlayamayacağı, ehline mâlûm olan, yüksek hâller ve üstün dereceler sâhibiydi. Buyurdu ki: "Dünyâda hiç kimseye hased etmedim. Ancak dünyâya gelmeyenlere gıbta ettim. Şu üç şeyden dolayı onların hâllerine imrendim. Birincisi, bu âlem ayrılık ateşiyle yanma yeridir. Dünyâya gelmeyenlerde böyle bir firâk hâli yoktur. İkincisi, bize verilen vücûd nimetinin ve sayısız diğer nimetlerin şükrünü edâ etmekten âciziz. Bizde, bu acziyetten dolayı mahcûbiyet vardır. Dünyâya gelmeyenlerde ise, böyle bir mahcûbiyet yoktur. Üçüncüsü ise, bizler, kemâl mertebesinde istidâda sâhib olmadığımızdan, hep derd-i hüsrân içinde bulunuruz. Bu dert, dünyâ lezzetlerini ve yüzdeki neşe ve sürûru alıp götürür. Dünyâya gelmeyenlerin ise, bu lezzet ve neşeden mahrûm olmaları gibi bir durumları yoktur..."

FEYİZ VE BEREKET KAYNAĞI
Bu mübarek zatın sohbet meclisleri; feyiz, bereket ve nûr kaynağı idi. Vefât edinceye kadar buradaki vazifesine devâm etti.
Ya'kûb Germiyâni hazretlerinin ölüm hastalığı sırasında, hastalığın elem ve şiddetinin fazlalığı sebebiyle, gözleri kapalı ve lisânı söylemez oldu. İhtiyaç gidermek için kaldırdıklarında, mecbûriyet karşısında, kıbleye karşı durdurdular. O, hastalığın şiddetiyle kendisinde değildi. Fakat o hâldeyken bile; "Helâda, kırda abdest bozarken, kıbleyi öne ve arkaya getirmemelidir" hükmü icâbı kıbleye karşı abdest bozmadı...
Ya'kûb Germiyâni hazretleri 1571 senesi Cemâziyelevvel ayında bir akşam üzeri rûhunu teslim etti. Vefâtından sonra yerine, oğlu Sinânüddin Yûsuf geçti. Talebelerin yetiştirilmesi, mânevi olarak terbiye edilmesi vazifesini üzerine aldı...

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek