Tâbiînin Büyüklerinden Alkame Bin Kays
Resûlullah seninle ferahlardı"A'rac dedi ki: "Kur'ân-ı kerim okumada, ses bakımından, insanların en güzeli idi. İbn-i Mes'ûd ne zaman onun kırâatini dinlese, kendinden geçer ve; "Eğer Resûlullah seni görseydi, seninle mesrûr olurdu ferahlardı" derdi.
Ebû İshak, Esved bin Yezid'in şöyle dediğini nakleder: Abdullah ibni Mes'ûd'u Alkame bin Kays'a ilim öğretirken gördüm. Kur'ân-ı kerim sûrelerini öğrettiği gibi teşehhüdü de öğretiyordu.
Alkame bin Kays tefsir ilminin büyük imâmlarındandır. Âyet-i kerimeleri tefsir ederken hadis-i şeriflere mürâcaat ederdi. En'âm sûresi seksen ikinci âyet-i kerimesinin tefsiri hakkında İbn-i Mes'ûd'dan şöyle rivâyet etmiştir: Meâlen; "Îmân edip de, imânlarını bir zulm ile karıştırmayan kimseler yok mu? İşte korkudan emin olmak onlara mahsustur, hidâyete erenler de onlardır" âyet-i kerimesi nâzil olunca Eshâb-ı kirâm; "Hangimiz zulüm etmiş bulunuyoruz?" diye Resûlullah'a sordular.
"Bu sizin hakkınızda değildir"
Resûl-i ekrem; "Bu sizin hakkınızda değildir" buyurdu ve sonra; "Hani Lokman da oğluna nasihat ederek demişti ki: "Oğlum, Allah'a şirk koşma! Şüphe yok ki bu şirk pek büyük bir zulümdür." (Lokman sûresi: 13) meâlindeki âyetini okudular. Bu âyet-i kerime ile En'âm sûresi 82. âyetindeki zulmün, Allah'a ortak koşmak olduğunu bildirmiştir.
İmâm-ı A'zam Ebû Hanifenin senelerce derslerine devâm ettiği hocası Hammad bin Süleymân, Alkame bin Kays'ın en meşhûr talebelerinden İbrâhim en-Nehâi'nin ve Şa'bi'nin talebesidir.
Alkame bin Kays, vefat ederken şunları söyledi:
"Bana Kelime-i tevhidi telkin ediniz. Mezarıma çabuk götürünüz ve cahiliye devrinde olduğu gibi, arkamdan ağlamayınız."