Tecvîd; Tilâvetin Süsü, Eda Ve Kıraatin De Zînetidir
Kıraat ilmi, Kur'ân-ı kerimin kelimelerinin edâlarındaki keyfiyet ve ihtilâfları nakledenlerine isnâd ederek bilmek olup, mevzuu da Kur'ân-ı kerim kelimeleridir. Tecvid ilmi ise, harflerin mahreç ve sıfatlarına uymak suretiyle, Kur'ân-ı kerimi hatasız okumayı öğretir. Yâni harflerin sıfatlarının mâhiyetini bilmektir. Konusu itibarıyla da hecâ harfleriyle meşgul olmaktır. Tecvidin gayesi; me'mûrunbihe imtisaldir yâni Allahü teâlânın Kitabında ve Resûlullah efendimizin hadis-i şeriflerinde Kur'ân-ı kerimi tecvid ile okumamız hususundaki emirlere uymaktır. Kur'ân-ı kerimin tecvid ile okunması O'nun vahyedilmesi ile başladı. Yâni tecvid ile nazil oldu ve öyle okundu. Furkân sûresi otuz ikinci âyet-i kerimesinde meâlen; "Biz O'nu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve O'nu tertil üzere inzal ettik" ve Müzzemmil sûresi dördüncü âyet-i kerimesinde de meâlen; "Kur'ân-ı kerimi açık açık, tane tane tertil ile oku!" buyuruldu. Hazret-i Ali, âyet-i kerimedeki tertil ile ilgili; "Tertil, harfleri tecvid (yâni sıfat-ı lâzıme ve ârızalarıyla okumak) ve vakıfları bilmektir" buyurdu. İbn-ül-Cezeri eserindeki beytlerde; "Tecvidi öğrenmek, ona riâyet etmek kat'i bir farzdır. Kim, Kur'ân-ı kerimi tecvidsiz okursa günahkâr olur. Çünkü, onu, Allahü teâlâ tecvidle indirdi ve bize kadar da böylece (Tecvidle) geldi. Tecvid; tilâvetin süsü, eda ve kıraatin de zinetidir" buyurdu.
Her ilmin meseleleri olduğu gibi tecvid ilminin de meseleleri vardır. Bu meseleler yirmi sekiz hecâ harflerinin; zâtlarından, sıfatlarından, medlerden, ihfâ, izhâr, ıklâb ve idgamlarla beraber mânâ harfleri denilen âmilleri, vazifelerine göre eda; kelimeleri medlul ve mânâlarına yaraşır bir şekilde telâffuz; kelimelerin istiklâllerini belirtecek şekilde kıraat; cümle ve âyet-i kerimeleri mefhûm ve usûlüne uygun tarzda tilâvet; nazm-ı celilin fesahatini ve belagatini apaçık belirterek okumak ve başka husûsfar, tecvidin meselelerini meydana getirmektedir.