Tevekkül Boş Oturmak Değildir

Tevekkül Boş Oturmak Değildir
"Tevekkülün ne olduğunu Bayezid'e sordum." "Sen ne dersin?" dedi. Âlimler buyuruyor ki: "Sağın, solun, her tarafın yılan, akrep dolu olsa, kalbine bir şey gelme­mesi tevekküldür" dedim. Buyurdu ki:
"Bunu yapmak kolaydır. Benim yanımda tevekkül, kâfirlerin hepsini Cehennemde azap içinde, müminlerin hepsini Cennette nimetler içinde görüp de, ikisi arasında hiç ayrılık bulmamaktır. Ebû Musa'nın dediği, tevekkülün yüksek derecesidir. Fa­kat bu, zarardan sakınmamak demek değildir. Ebû Bekir (radıyallahü anh) mağarada, yılanın deliğine mübarek ayağını dayayarak, ondan ko­rundu. Halbuki onun tevekkülü, daha üstündü. Fakat o yılandan kork­muyordu. Yılanı yaratandan, onun yılana kuvvet ve hareket vermesinden korkuyordu. Her şeyin kuvveti ve hareketinin, ancak Allahü teala'dan olduğunu görüyordu.
Tevekkül etmek, çalışmamak demek değildir. Çünkü Ebû Bekir (ra­dıyallahü anh) her işinde tevekkül sahibi idi. Halife seçildiği zaman, çar­şıda kumaş satıyordu. 'Ya Halife! Devlet idare ederken, ticaret yapmak olur mu?' dediklerinde 'Çoluk çocuğuma bakmazsam, millete nasıl ba­karım?' buyurdu. Bunun üzerine Halifeye Beytülmaldan aylık vermeyi uygun buldular. Bundan sonra her saat, millet işleri ile uğraştı. Kendisi tevekkül edenlerin en yükseği iken, ticaret ederdi. Fakat para kazanma­yı düşünmezdi. Kazancını sermayesinden, çalışmasından bilmez, Hak tealadan bilirdi. Malını din kardeşlerinin malından daha çok sevmezdi. Tevekkül etmek için zühd lazımdır. Zahid olmak için ise, tevekkül lazım değildir.
Ebû Cafer Haddad, Cüneyd-i Bağdadi'nin hocası idi. Çok tevekkül ederdi. Yirmi sene, tevekkül ettiğini, kimseye belli etmemişti. Her gün, pazarda bir dinar kazanırdı. Hepsini fakirlere sadaka ve­rirdi. Cüneyd, onun karşısında tevekkülden söylemezdi. Onun yanında, onda bulunan şeyden konuşmaya utanırdım buyururdu.
Tasavvuf adamlarının çarşıda, pazarda, halk aralarında dolaşmala­rı, tevekkülün az olduğuna alamettir. Evlerinde oturmaları, Allahü tealadan beklemeleri lazımdır. Meşhur yerde, tekkede oturmaları da, çarşıda oturmak gibidir ki, kalplerinin rahat etmesine sebep, şöhretleri olmak tehlikesi vardır. Fakat şöhret hatırlarına gelmezse, çalışan insan gibi, tevekkül etmiş olur."

Tevekkül Eden Kimse Cömert Olur

Vehbi Tülek

Felsefecileri Kerpiçle Susturan Zat!

Vehbi Tülek

Ağlayıp Sızlamak, Derdi Belâyı Geri Çevirmez

Vehbi Tülek

Hanefî Mezhebinde Namazın Sünnetleri

Vehbi Tülek

Fakirlik Korkusu Olan Şeytana Itâat Eder

Vehbi Tülek