Vakit, Keskin Bir Kılıç Gibidir

Vakit, Keskin Bir Kılıç Gibidir

Tasavvufta, amcası Ebû Necib-i Sühreverdi hazretlerinden feyiz alarak yetişti. 1221 (H.618) yılında Harezm'e Cengiz askeri hücûm edince, talebelerine; "Memleketinize gidiniz! Şarktan fitne ateşi geliyor. Her tarafı yakacaktır. İslâmiyette bu kadar fitne görülmemiştir" dedi. "Duâ buyursanız da, bu belâ Müslüman memleketlerinden uzaklaşsa" dediler. "Bu, Kazâ-i mübremdir. Duâ bunu gideremez" buyurdu. Talebeleri Horasan'a gitti. Kâfirler şehre girince, o da cihâda çıktı. Şehid oldu.

Necmeddin-i Kübrâ hazretlerinin yazmış olduğu Fevâih-ül-cemâl adlı eserinde şöyle buyuruluyor: Allahü teâlânın yolunda yürümek arzusunda bulunan sevgili dostum! Gözlerini kapat! Bakalım ne göreceksin? Eğer "Bir şey göremiyorum" diyorsan, yanılıyorsun. Bu bir hatâdır. Haddizatında sen o anda görüyorsun. Fakat vücûdun ve görünüşteki varlığının karanlık olması, senin bir şey görmene mâni oluyor. Eğer gözlerin kapalı olduğu hâlde göremediğin, aslında var olan şeyleri görmek istiyorsan, o karanlığı yok etmeli, kalb gözünü açmalısın. Bu karanlığa sebep olan şeyleri kendinden uzaklaştırmalısın. Bunlar; senin benliğin, nefsin ve şeytandır. Bunlardan kurtulmanın ilk şartlarından birisi; alıştıra alıştıra vücûda alınan gıdayı azaltmaktır. Çünkü nefis ve şeytan, bundan kuvvet alarak sana saldırmaktadır. İnsanları Allahü teâlâya kavuşturan yolda rehberlik eden hakiki bir yol göstericinin terbiyesi altında yetişip ilerlemeye çalışmak ve bu yolda bulunanların uymaları gerektiği bildirilen kaidelere uymak da elbette lâzımdır.

Vakit, keskin bir kılıç gibidir. Eğer böyle olmasaydı, düşünüp taşınıncaya kadar sana mühlet verirdi. Böyle yapmayıp, geçip gittiğine göre, onun keskin bir kılıç olduğu anlaşılmaktadır. Tasavvuf yolunda bulunan sûfiler için İbn-ül-vakt derler. Buna sebep şudur ki; böyle bir kimse, ne geçmişe bakar, ne de geleceğe. Şu ânda içinde bulunduğu vakti değerlendirmeye gayret eder. Geçmişi ve geleceği düşünmek, şu anda içinde bulunulan vakti zayi etmek olduğundan, onlar bununla vakit geçirmezler.

Gelen Belalara Sabırlı Hatta Şükredici Olmalı

Vehbi Tülek

Kişiyle Alay Etmenin Sonu Pişmanlıktır

Vehbi Tülek

İnsanlarla Uğraşmakta Hayır Ve Fayda Yoktur

Vehbi Tülek

Ey Mahmûd! Uzat Elini Seni Yukarı Çekeyim

Vehbi Tülek

Nefis, Çok Övülmesi Yüzünden Firavunlaştı

Vehbi Tülek