Yüz Şehit Sevabına Kavuşanlar
Her türlü hamd, sonsuz nimetler sahibi olan Allahü teâlâya mahsûstur. Peygamberlerinin en yücesi olan ve hiçbirinin uğramadığı eziyetlere uğrayan, Hazreti Muhammed'e (sallallahü aleyhi ve sellem) ve O'nun yüce Âl, Eshâb, Ezvâc-ı tâhirat ve Ahbabına salât ve selâm olsun...
Muhterem efendim, senedim ve dayanağım, Allahü teâlânın yolunu neşreden derin âlim Molla Yahyâ'nın ihsân ederek gönderdiği mektup ile şereflendik. Cenâb-ı Hak, karşılığında bereketli sevaplar ihsân eylesin. Mektûbunuzu okuduk, tam bir ihlâs ve hasretle yazıldığını mübârek hâl ve güzel ahlâkınızı yansıttığını gördük. Beraberinde, malum şeyhin mektubu da geldi. Kerim ve raûf olan Rabbimiz teâlâ hazretleri ona hüsn-i hatime ihsân eylesin! Bu vesile ile sizlere asıl vasiyetimi bildiriyorum:
Uzun zamandır bu diyarda unutulmuş gibi olan tarikat-i aliyye'yi öğretmekte ve yaymakta takatiniz miktârınca çalışınız. Müslümanların bu yola girmeleri ve uymaları için, anlayacakları deliller ile onları aydınlatıp teşvik ediniz. Şurası kesin olarak anlaşılmıştır ki, büyüklerimizin gönlünde yer tutabilmeleri mübârek İslâm bilgilerini yani Ehl-i sünnet itikâdını ve fıkıh, ilmihâl bilgilerini yaymaları ve bu yolda çalışanlara destek olmaları miktarıncadır...
İşittiğimize göre vaktiyle İmâdiye şehrinin çoğu köylerinde cemâat ile namaz kılınmak ve zikr-i ilâhi yapılmakla ma'mûr mescidler varmış. Fakat acaba şimdi vaziyet nedir? Belki bu ma'mûrluk kalkmış, câmiler garip kalmıştır. Artık bu mescidlere gidip gelen kalmamıştır! Bizleri seven Ziver Paşa'ya bizim adımıza, câmileri bu gariplikten kurtarmaya çalışmasını söylerseniz, pek büyük bir ecre, sevâba kavuşursunuz. Nitekim, Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) bildirdiği hadis-i şerifte;
"Ümmetimin fesada uğradığı zamanda, bir sünnetimi öğretene yüz şehit sevabı verilir" buyurulmuştur. Allahü teâlânın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinizde olsun.