Zeynüddîn Abdülkâdir Deştûtî

Zeynüddîn Abdülkâdir Deştûtî

Abdülkâdir Deştûti bir talebesi ile birlikte Kar Gölü kenarındaki câmide Cuma namazı için bulunuyordu. Farza başlayacakları sırada Deştûti başını önüne eğerek, kolunun yeni ile gözlerini kapatıp bâzı hareketler yaptı. Bunu gören bir talebesi hayrete düştü ve bu düşünceler içinde namaza durdu. Talebe namazdayken kendini Mekke-i mükerremede Harem-i şerifte imâmın arkasında namaz kılarken gördü. Namazdan sonra hocasını aradı ise de bulamadı. Sonra Kâbe-i muazzamayı tavaf edip, sa'y yapılan yere çıktı. Orada çarşı kurulmuştu. Çarşıdan, üç tane küçük kavun aldı ve cübbesi altında bunları sakladı. "Ben şimdi hocamın bulunduğu Mısır diyârına nasıl döneceğim?" diye merak ederek yürüdü. Birkaç adım atınca kendini, hocasının namaz kıldırdığı câmide gördü. Kendisi de orada idi. Onu görünce tebessüm etti ve daha hiçbir şey anlatmadan; "Yanında bulunan kavunları gizle. Bu hâlini, ben hayatta olduğum müddetçe kimseye anlatma" buyurdu. Talebe hocasının zâhiren başka yerde görünse bile hakikatte mübârek yerlerde bulunduğunu ve namazları oralarda kıldığını anladı... Bâzan da, hem zâhiren hem de bâtınen gidip, namazını o mübârek yerlerde kılardı. Bu hâdiseden sonra, talebenin hocasına olan muhabbeti ve bağlılığı daha da arttı. Bu hâdiseyi de onun sağlığında kimseye anlatmadı...

Buyurdu ki: "Bir kimsenin hidâyete kavuşması başka insanların elinde değildir. Bize düşen, doğruyu anlatmaktır, Allahü teâlâ o kimsenin hidâyete kavuşmasını murâd etmiş ve bunda da bizi vesile kılmış ise, çok büyük nimettir. Her kim; 'saâdet, Allahü teâlâdan başka bir kimsenin elindedir dese, yalan söylemiş olur' buyururdu. Bununla berâber, evliyâlık yolunda ilerlemiş olan büyükler, açık olan kalb gözleri ve firâset nûrları ile, bâzı kimselere hidayet nasib olacağını anlayıp, onlarla ilgilenir, alâkadâr olurlar. Dışarıdan gören ve bu inceliği anlayamayanlar da, bu hâle hayret ederler.

İnsanlardan Bir Sıkıntı Gelirse, Affedin!

Vehbi Tülek

İlimleriyle Dalâlete Düşen Kimseler!

Vehbi Tülek

Yaşayan Maşuktur, âşık Bir Ölüdür

Vehbi Tülek

Kalan Günlerinin Kıymetini Bil

Vehbi Tülek

Tamah Eden, Dâimâ Sıkıntı Içinde Yaşar!

Vehbi Tülek