Ziyâeddîn Gümüşhânevî

Ziyâeddîn Gümüşhânevî
Hoşsohbet bir zat idi...
Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretleri iki defâ hacca gitti. Birincisinde Mısır'a uğradı. Buradaki evliyâ kabirlerini ziyâret etti. İleri gelen zâtlarla görüştü. İkinci gidişlerinde Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevverede birçok zât ile görüşüp hadis-i şerif okuttu. Hac dönüşü Mısır'a uğradı ve burada üç seneden fazla kaldı. Sohbet ve dersleriyle birçok talebe yetiştirdi.
İstanbul'un üç büyük velisinden biri olan Abdülfettâh-ı Akri hazretlerine talebe oldu. Hocasının 1864 yılında vefâtından sonra İstanbul'da hak yolun bilgilerini anlatmaya başladı...
Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretlerinin sohbetleri çok tatlı olurdu. Zaman zaman sohbet ve derslerine Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid Han devâm etti. Bilhassa Sultan Abdülhamid Han ile aralarında husûsi sohbet ve istişâreler olmuştur. Talebeleri arasında birçok devlet adamı yetişmiştir.
Ziyâeddin Gümüşhânevi hazretleri yaz aylarında bazen Beykoz'daki Yûşâ Tepesi adı verilen mevkiye çadır kurarak, talebeleriyle sohbet ederlerdi. Birçok kerâmeti görüldü.

"Hepsini isterim yâ Kibriyâ!"
Ömrünü, insanlara hizmetle geçiren Gümüşhânevi hazretleri, son zamanlarında yaşı çok ilerlediği için vücûdu zayıflık düşmüştü. Bir şeye dayanmadan oturamıyordu. Âsâsız yürüyemez olmuştu. Konuşmalarını ancak yakınında olanlar anlayabiliyordu. Lâkin gözlerinden çıkan mânevi nûrlar talebelerinde coşkunluk oluşturuyordu.
Bir ara çok ağırlaşıp yatağa düştü. Beş gün hiçbir şey yiyip içmedi. Üç gün gözünü hiç açmadı. Ağzından tek söz çıkmadı. Bir ara âniden gözlerini açıp; "Hepsini isterim yâ Kibriyâ!" diyerek gözlerini kapattı. Mübârek rûhunu Kelime-i şehâdet okuyarak teslim etti...

Beni Sâlih Duânızdan Unutmayın Efendim

Vehbi Tülek

Bütün Mahlûklar, Allahü Teâlânın Kudretindedir

Vehbi Tülek

İlimden Îmân, Cehâletten Küfür Hâsıl Olmaktadır

Vehbi Tülek

İbâdetlerin En Kıymetlisi Namaz Kılmaktır

Vehbi Tülek

Zikreden Dil, Şükreden Kalp, Sabreden Beden

Vehbi Tülek