Küçük Emir Şimşir Baba

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 21 Ekim 2011

Şimşir Baba, İstanbul evliyasındandır. Asıl ismi İbrâhim’dir. Küçük Emir diye meşhur olmuştur. İran’da doğup, ülkesinde Ehl-i sünnet Müslümanlara karşı yapılan zulümler sebebiyle İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da çeşitli medreselerde müderrislik yapmış olup en son Eyyûb Sultan Camii Kebîr Medresesinde görevli iken 1528’de vefât etmiştir. Kabri Eyyûb Sultan Camii’nin sol tarafında ihâta duvarı dibindedir... 
Şimşir Baba vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Devamını oku...

Hidâyetullah Erbilî hazretleri

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 20 Ekim 2011

Hidâyetullah Erbilî hazretleri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerindendir. Irak’ta bulunan Şehrezûr beldesine yakın Erbîl beldesinden idi... 
Bu mübarek zat, vefatına yakın bir sohbetinde buyurdu ki: 

Devamını oku...

Molla Hayreddîn Halil

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 19 Ekim 2011

Molla Hayreddîn Halil hazretleri, Kastamonu-Küre’de medfun âlim ve velîlerin büyüklerindendir. Ataları, Moğolların İslâm ülkelerini istilâsı dolayısıyla Anadolu’ya gelmiştir. 1475 (H.879) senesinde vefât etti. 
Molla Hayreddîn, vefatından kısa bir zaman önce sohbetinden buyurdu ki: 

Devamını oku...

Ahmed Hamevî hazretleri

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 17 Ekim 2011

Ahmed Hamevî hazretleri, seyyiddir. Hanefî fıkh âlimidir. Mısır’da müderris [profesör] idi. 1098 [m. 1686]’de vefât etti. Çok sayıda kitâb yazmışdır. (Uyûn-ül-besâir) ismindeki (Eşbâh) şerhi çok kıymetlidir. 

Devamını oku...

Ahmed Muhtar Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 16 Ekim 2011

Hasîrîzâde Ahmed Muhtar Efendi, İstanbul velîlerindendir. 1820 (H.1236)’de doğdu. 1901 (H.1319) senesinde vefât etti. Sütlüce’de medfundur... Bu mübarek zat, bir sohbetinde buyurdu ki: 

Devamını oku...

Hâfız Sadullah hazretleri

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 15 Ekim 2011

Hâfız Sa’dullah, Müceddidiyye yolunda kemâle gelmiş çok yüksek bir velî idi. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin torunu ve İmâm-ı Muhammed Ma’sûm hazretlerinin oğlu ve halîfesi Muhammed Sıddîk-i Fârûkî hazretlerinin olgun talebesiydi. O büyük zâtın huzûrunda, bu yolun yüksekliklerini, zâhirî ve bâtınî ilimleri tahsîl ettikten sonra icâzet ve hilâfet almakla şereflendi... 

Devamını oku...

Muhammed Hıfnî hazretleri

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 14 Ekim 2011

Muhammed Hıfnî hazretleri, Mısır’ın meşhûr velîlerindendir. 1690 (H.1101) senesinde doğdu. 1767 (H.1181)’de Kâhire’de vefât etti. Asrının ilmiyle amel eden büyük âlimi ve meşhûr bir velîsi idi... 
Muhammed Hıfnî, bir sohbetinde buyurdu ki: 

Devamını oku...

Hasan Sekr Dımaşkî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 14 Ekim 2011

Hasan Sekr Dımaşkî, Şam’da yetişen evliyâdandır. 1889 (H.1307) senesinde vefât etti. Şeyh Zeyd Câferî’nin sohbetlerinde kemâle geldi. İlim, edep ve güzel haller sâhibi bir zât idi. Kerâmetleri görüldü... 
Hasan Sekr Dımaşkî hazretleri vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Devamını oku...

Seyyid Ahmed-i Kebîr

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 12 Ekim 2011

Seyyid Ahmed-i Kebîr, Anadolu velîlerinden olup 18. asırda yaşamıştır. Hocalarından Abdülmelik Harnûtî ona şöyle vasiyet etmiştir: 
“Ey Ahmed! Başkalarına iltifât edip gezen, hedefine varamaz ve hakîkate kavuşamaz. Şüphelerden kurtulmayanın, dünyâ düşüncelerinin ve nefsinin arzuları peşinde olanın, felâha, kurtuluşa kavuşması düşünülemez. Bir kimse kendi kusûrunu ve noksanını bilmiyorsa, onun bütün zamânı da noksan geçer.” 
Tasavvufta yetişip yükselen Ahmed-i Kebîr, kâmil bir velî olduktan sonra irşâd faâliyetine başladı. Bu maksatla Amasya’ya gidip yerleşti. Çok kıymetli hizmetler yapmıştır. Sonra Ladik’te yerleşip orada vefat etti. 

Devamını oku...

Seyyid Ahmed-i Kebîr

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 11 Ekim 2011

Seyyid Ahmed-i Kebîr, Anadolu velîlerinden olup 18. asırda yaşamıştır. Hocalarından Abdülmelik Harnûtî ona şöyle vasiyet etmiştir: 
“Ey Ahmed! Başkalarına iltifât edip gezen, hedefine varamaz ve hakîkate kavuşamaz. Şüphelerden kurtulmayanın, dünyâ düşüncelerinin ve nefsinin arzuları peşinde olanın, felâha, kurtuluşa kavuşması düşünülemez. Bir kimse kendi kusûrunu ve noksanını bilmiyorsa, onun bütün zamânı da noksan geçer.” 
Tasavvufta yetişip yükselen Ahmed-i Kebîr, kâmil bir velî olduktan sonra irşâd faâliyetine başladı. Bu maksatla Amasya’ya gidip yerleşti. Çok kıymetli hizmetler yapmıştır. Sonra Ladik’te yerleşip orada vefat etti. 
Bu mübarek zat, vefatından kısa bir zaman önce buyurdu ki: 

Devamını oku...