Çaresizlerin çaresi Hayât bin Kays

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 19 Aralık 2008

Ha­yât bin Kays, Ur­fa’nın Har­ran il­çe­sin­de ye­ti­şen ev­li­yâ­nın bü­yük­le­rin­den, arif­le­rin ile­ri ge­len­le­rin­den­dir. Öm­rü­nün 50 se­ne­si­ne ya­kı­nı­nı Har­ran’da ge­çir­miş bü­yük bir ve­lî­dir. İn­san­lar ve ba­zı sul­tan­lar, onu zi­ya­ret edip du­âsı­nı alır­lar, onun­la be­ra­ber ol­mak­la be­re­ket­le­nir­ler­di. Cö­mert­li­ğiy­le meş­hur­du. 1185 (h. 581) yı­lın­da ora­da ve­fât et­ti. Har­ran’ın dı­şı­na def­ne­dil­di...

Devamını oku...

Be­de­ni in­san, ba­şı ­mer­keb o­lan â­lim!

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 19 Aralık 2008

Ha­dîs il­min­de imâm olan İb­ni Men­de-i İs­fe­hâ­nî “rah­me­tul­la­hi aleyh” (Es­mâ-i Sa­hâ­bî) ki­tâ­bı­nın mü­el­lî­fi­dir. Da­hâ pek çok ese­ri var­dır. Bu mü­ba­rek zat, ken­di ya­şa­dı­ğı bir ha­di­se­yi şöy­le an­lat­mış­tır:

Devamını oku...

Ye­rin bi­le ka­bul et­me­di­ği a­dam!

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 18 Aralık 2008

Eh­lul­la­hın, ev­lî­ya­nın ke­râ­met­le­ri, Re­sû­lul­la­hın “sal­lal­la­hü aley­hi ve sel­lem” mu­ci­ze­le­ri ka­bî­lin­den­dir. Yi­ne Re­sû­lul­lah efen­di­mi­ze mu­hâ­le­fet eden­le­rin, İs­lâ­miy­ye­te kar­şı edeb­siz­lik ve gev­şek­lik gös­te­ren­le­rin uğ­ra­dık­la­rı fe­lâ­ket­ler ve ce­zâ­lar da, Onun mu­ci­ze­le­rin­den­dir...

Devamını oku...

Üç gün son­ra ­ka­bir­de o­la­cak­sın!

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 17 Aralık 2008

Ali Hâ­dî haz­ret­le­ri, “Oni­ki İmâm”dan onun­cu­su­dur. 829 (H.214) se­ne­sin­de Me­dî­ne’de doğ­du. 868 (H.254)de Bağ­dât’ta, Sa­mar­ra nâ­hi­ye­sin­de ve­fât et­ti. Çok ke­ra­met­le­ri gö­rül­müş­tür... Es­bâ­tî şöy­le an­la­tır:

Devamını oku...

A­li Kuş­çu ve Mü­nec­cim Ku­yu­su

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 15 Aralık 2008

Ali Kuş­çu İs­lam âle­mi­nin bü­yük astro­no­mi ve ke­lam âli­mi­dir. Uluğ Be­yin hü­küm­dar­lı­ğı sı­ra­sın­da Se­mer­kant’ta ilk ve di­ni öğ­re­ni­mi­ni ta­mam­la­dı. Kü­çük yaş­ta ma­te­ma­tik ve as­tro­no­mi­ye kar­şı aşı­rı bir il­gi duy­du. Dev­ri­nin en bü­yük âlim­le­rin­den as­tro­no­mi ve ma­te­ma­tik ders­le­ri al­dı. Uluğ Be­yin öl­dü­rül­me­sin­den son­ra Se­mer­kant’tan ay­rı­lıp Teb­riz’e, bir müd­det son­ra da, Uzun Ha­san’ın el­çi­si ola­rak İs­tan­bul’a gel­di. Fa­tih Sul­tan Meh­med Han, onun de­ğer­li bir ilim ada­mı ol­du­ğu­nu an­la­dı ve on­dan Os­man­lı Dev­le­ti hiz­me­ti­ne gir­me­si­ni ri­ca et­ti. Bu tek­lif üze­ri­ne Ali Kuş­çu İs­tan­bul’da kal­dı. Uzun se­ne­ler Os­man­lı ilim ve ir­fan âle­mi­ni ay­dın­la­tan Ali Kuş­çu 16 Ara­lık 1474’te ve­fat et­ti. Ey­yüb Sul­tan Kab­ris­ta­nı­na def­ne­dil­di...

Devamını oku...

­Mı­sır­lı bü­yük velî E­bül-­Feth Avfî

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 14 Aralık 2008

Ebü’l-Feth Av­fî haz­ret­le­ri, Mı­sır’ın İs­ken­de­riy­ye şeh­rin­de, 1415 (H.818) se­ne­sin­de dün­yâ­ya gel­di. Ba­ba­sı Şeyh Bed­red­dîn-i Av­fî, oğ­lu Ebü’l-Feth’in do­ğu­mu­nu şöy­le an­la­tır:

Devamını oku...

I­rak velî­le­rin­den Ebû Bekr Ensârî

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 13 Aralık 2008

Ebû Bekr En­sâ­rî, Irak ve­lî­le­rin­den ve Han­be­lî mez­he­bi fı­kıh âli­mi­dir. Şöy­le an­la­tı­lır: Bir hac mev­si­mi son­ra­sı Mek­ke-i mü­ker­re­me­de ka­lan Ebû Bekr En­sâ­rî, uzun sü­re aç kal­dı. Aç­lı­ğı­nı gi­de­re­cek bir şey de bu­la­ma­dı. Ni­hâ­yet bir gün ib­ri­şim bir ke­se gö­rüp al­dı. Doğ­ru­ca kal­dı­ğı eve gi­dip o ib­ri­şim ke­se­yi aç­tı. İçin­de pı­rıl pı­rıl, ben­ze­ri bu­lun­ma­yan, in­ci­den bir ger­dan­lık ol­du­ğu­nu gör­dü...

Devamını oku...

Bü­yük e­dip ve ha­tip Ebû A­li Se­kafî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 12 Aralık 2008

Ebû Ali Se­ka­fî, bü­yük ve­lî­ler­den­dir. İs­mi, Mu­ham­med bin Ab­dül­veh­hâb, kün­ye­si Ebû Ali Se­ka­fî’dir. Ni­şâ­bur’da doğ­du. Do­ğum tâ­ri­hi bi­lin­me­mek­te­dir. 939 (H. 328) se­ne­si Ni­şâ­bur’da ve­fât et­ti.
Za­mâ­nın­da­ki âlim­ler­den ilim tah­sîl edip, he­men he­men bü­tün ilim dal­la­rın­da ih­ti­sas sâ­hi­bi olan Ebû Ali Se­ka­fî haz­ret­le­ri, da­ha son­ra ta­sav­vuf yâ­ni mâ­ne­vî bil­gi­le­ri tah­sil için ev­li­yâ­nın bü­yük­le­rin­den Ebû Hafs Had­dâd ve Ham­dûn Kas­sâr’ın soh­bet­le­ri­ne ka­tıl­dı. Kı­sa za­man­da ve­lî­lik bil­gi­le­rin­de de yük­se­lip kâ­mil, ol­gun bir zât ol­du. Gü­zel ko­nuş­ma­sı ile in­san­la­rı cez­be­dip ken­di­ne çe­ker­di.

Devamını oku...

Bü­yük mu­ta­sav­vıf Ebû A­li Rodbârî

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 11 Aralık 2008

Bü­yük ve­lî Ebû Ali Rod­bâ­rî, uzun müd­det Cü­neyd-i Bağ­dâ­dî’nin hiz­me­tin­de ve soh­bet­le­rin­de bu­lu­na­rak ta­sav­vuf yo­lun­da iler­le­di. Bü­tün Bağ­dât­lı­lar onun üs­tün­lü­ğü­nü bi­lir, fa­zî­let­le­ri­ni an­la­tır­lar­dı. Ebû Ali Kâ­tib di­yor ki: “Ben, İs­lâ­mi­ye­ti iyi bil­mek­te ve ta­sav­vu­fun yük­sek de­re­ce­le­ri­ne ka­vuş­mak­ta Ebû Ali Rod­bâ­rî gi­bi bi­ri­ni gör­me­dim.”

Devamını oku...

Pîr Mu­ham­med ve Ab­dül­gaffâr Gen­cevî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 10 Aralık 2008

Şeyh Ab­dül­gaf­fâr haz­ret­le­ri, Azer­bay­can’da ye­ti­şen meş­hur ve­lî­ler­den­dir. Gen­ce şeh­rin­den olup, en bü­yük ta­le­be­si Pîr Mu­ham­med Gen­ce­vî’dir. Bu mü­ba­rek za­tın, ta­sav­vuf­ta ho­ca­sı Şeyh Ab­dül­gaf­fâr Gen­ce­vî’ye git­me­si şöy­le an­la­tı­lır:

Devamını oku...